Perşembe , 28 Mayıs 2015
Anasayfa » Ekonomi » Türkiye böyle direnişçi görmedi…Tek kişilik grev böyle olur!
Türkiye böyle direnişçi görmedi…Tek kişilik grev böyle olur!

Türkiye böyle direnişçi görmedi…Tek kişilik grev böyle olur!

NEFA Tekstil fabrikasında işçisi olarak çalışırken iki ay önce, ‘işçileri kışkırttığı’ iddiasıyla patronu tarafından işten çıkartılan Erkan Munar, 48 gündür tek başına fabrikanın önünde direnişini sürdürüyor. Çadırı 6 defa polis ve zabıta tarafından yakıldı, polis tarafından gözaltına alındı. Her defasında savcılık tarafından serbest kalan Munar’ın eylemini sürdürmesi üzerine fabrika kapısı değiştirildi, kurduğu çadırın önüne güvenlik kamerası yerleştirildi. Emekçi Munar, hakkını alana kadar direnişini sürdüreceğini belirtiyor.

Hakları yasal güvencede olmayan işçiler, yaşadığı sıkıntıları tek başına omuzlamaya mahkum oluyor. Bu örneklerden en çarpıcısı İstanbul’da yaşanıyor. Bir çocuk babası Erkan Munar, İstanbul’da Nefa Tekstil Fabrikası’nda çalışırken, maaş zammı yapılması gereken tarihin üzerinden 4 ay geçmesine rağmen yapılmayınca işçi arkadaşlarıyla konuşarak, patronla görüşmeyi önerdi. İş arkadaşları ile yaptığı konuşmanın ardından tekstil fabrikası yönetimi tarafından apar topar işten çıkarılan Munar, Nefa Tekstil önünde eyleme başladı. Haksızlığa uğradığı gerekçesiyle kendini fabrikanın kapısına zincirledi. 48 gündür fabrika önünde çadır kuran Munar’ın eylemini sürdürmesi fabrika yönetimi daha çok hiddetlendirdi. Şikayetler üst üste geldi. Patronun polisi çağırması üzerine 6 defa gözaltına alınan Munar, her defasında sevk edildiği savcılık tarafından ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Munar, 5. defa savcılığa çıkartıldığını Savcının, ‘Seni bırakırsam tekrar çadır kurar mısın’ sorusuna ‘Evet’ cevabı verince, mahkemeye sevk edildiğini belirtti. Munar, Savcının hakkında denetimli serbestlik uyguladığını söyledi.

Polisle birlikte çadırını basan zabıtanın, ‘Belediyenin refüjünde çadır kuramazsın’ diyerek 6 defadır çadırını yaktığını anlatan Munar, “Defalarca çadırım malzememler birlikte yakılıyor. Direnişimi beni ekonomik anlamda zorda bırakarak kırmaya çalışıyorlar. Ama ben yılmayacağım” dedi.

FABRİKANIN GİRİŞ KAPISI DEĞİŞTİRİLDİ

Aynı koşullarda çalışan arkadaşlarının, patronun korkusundan kendisine selam vermeye bile çekindiğini anlatan Munar, “Arkadaşlarım ilk önce beni desteklediler. Patron korkusu galip gelince, göz göze bile gelmemeye başladılar. İşe giriş kapısı bile benim yüzümden değiştirildi. Direniş boyunca lavabosunu kullandığım inşaat işçilerini bile tehdit ederek benimle konuşmamaları yönünde tehdit edildiler. Eylemden başkalarının etkilenmemesi için elinden geleni yapıyorlar” dedi. Munar, patronun kendilerini sendikasız ve iş güvencesiz koşullarda çalıştırdığını öne sürdü. Patronun kendi lehine sözleşmeler imzalattığını ifade eden Munar, “Evliyim bir çocuğum var. Eşim 8 aylık hamile, direnişte olduğum için onlarla ilgilenemiyorum. Tek talebim işime geri dönmek ve bu yapılan bu haksızlığın bir an önce son bulması.

BELEDİYE ÇADIRI YAKIYOR

Direnişine 23 Şubat’tan beri sürdürdüğünü anlatan Munar, “Direnişimin 35’inci gününde akşam 10.00’da polis ve zabıta saldırısı yaşadım. Çadırın “yasadışı” olduğunu söyleyerek kaldırmamı istediler. Ancak ben hayır dedim. Bunun üzerine gaz sıktılar. Beni çamurun içine yatırarak, ters kelepçe takıp, gözaltına aldılar. Zabıta ise çadırı yıkıp tüm malzemelerime el koydu. Gerekçe olarak “belediyenin refüj alanını işgal ediyorsun” dediler. Mahkeme kararlarının olduğunu söylediler. Görmek istediğimi söyledim ancak göstermediler. Ertesi gün ben savcılıktan bırakıldım. Akşam çadırımı tekrar kurarak direnişime devam ettim. 10 gün sonra zabıta ve polis tekrar geldi. Saat yine 10.00’da çadırın içinde uzanırken “Erkan kalk gidiyoruz” dediler. Montumu giyip, “gelmiyorum” dememle birlikte saldırı başladı. Yaka paça gözaltına aldılar. Tabi zabıta yine çadırımı yıkıp tüm malzemelerimi gasp etti. Ertesi gün akşam 19.00’da savcılıktan bırakıldık. Ve tekrar çadırımı kurdum” dedi.

PATRONLAR TERÖRİST İLAN ETTİ, ÇADIRIN KARŞISINA KAMERA KOYDU

Çevrede bulunan fabrikalar, atölyeler ve iş yerlerinde çalışan işçilerin kendisine yakacak odun ve yiyecek getirdiğini anlatan Munar, “Tabi bölgedeki işverenler işçilerin direnişe destek vermemesi için baskı yapıyorlar. Mesela odun getiren işçi arkadaşımızın patronu, “onlar ‘terörist’ yardım etmeyeceksin” diyerek azarlamış. Yan taraftaki inşaatın tuvaletini kullanıyorduk. Ancak patronumuz inşaat sahiplerine, “siz yardım etmeseniz o burada barınamaz” demiş. Bu yüzden artık orayı kullanamıyoruz. Kısacası işveren beni tecrit etmeye çalışıyor. Daha birkaç gün önce fabrikanın önüne çadıra doğru bakacak şekilde kamera koydular. Sürekli izleyerek baskı kurmaya çalışıyorlar” dedi.

HAFTADA 3 DEFA KARAKOLA GİDİP İMZA ATIYOR

Çadırı 6 defa dağıtılan, zabıta tarafından yakılan Munar, haklarını almakta ısrarlı. En son aldığı ceza ile haftada 3 defa karakola giderek imza veren Munar, tek başına başladığı direnişini sonuna kadar sürdürmeye kararlı.

BAHAR KILIÇGEDİK/TARAF

Etiketler: