Cumartesi , 4 Nisan 2015
Anasayfa » Güncel » Adliye ve emniyeti kan gölüne çeviren örgüt DHKC…Nedir..Lideri Fevzi Tekin kimdir ?
Adliye ve emniyeti kan gölüne çeviren örgüt DHKC…Nedir..Lideri Fevzi Tekin kimdir ?

Adliye ve emniyeti kan gölüne çeviren örgüt DHKC…Nedir..Lideri Fevzi Tekin kimdir ?

Türkiye özellikle son üç gündür kanlı eylemlerle sarsıldı. Çağlayan Adliyesi basıldı ve savcı Mehmet Kiraz’ın ve iki eylemcinin öldürülmesiyle biten kanlı operasyon yaşandı. Bundan saatler sonra bu kez İstanbul’daki Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıyı gerçekleştiren militanlardan Elif Sultan Kasen yaşamını yitirdi, iki polis yaralandı. Bu olaylarda öne çıkan ise aslında Türkiye kamuoyunun adını sık duyduğu Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi (DHKC) örgütü oldu. Ölen militanların bu örgüte bağlı oldukları açıklandı. Peki bu örgüt ne zaman kuruldu, hangi eylemleri gerçekleştirdi..Şu an lideri olduğu öne sürülen Hüseyin Fevzi Tekin kimdir

KARATAŞ KURDU

12 Mart 1971’de gerçekleşen askeri darbenin ardından, diğer birçok örgüt ve hareket gibi DHKP-C’nin mirasını sahiplendiği THKP-C ağır darbe yemiş, ve örgütün lideri Mahir Çayan Kızıldere’de üç İngiliz askerin kaçırılması olayının ardından askeri kuvvetleri ile çatışmada hayatını kaybetmişti. Aynı dönemde, örgütün diğer militanları İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen operasyonlar ile tutuklanmış ve çeşitli cezalara çarptırılmıştı. Fakat 1974 yılında Bülent Ecevit (CHP) ve Necmettin Erbakan (MSP) tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti 37.Hükümeti’nin çıkardığı genel afla serbest kalan içlerinde Oğuzhan Müftüoğlu, Nasuh Mitap gibi isimler İstanbul’da bulunan Bülent Uluer, Paşa Güven ve Dursun Karataş gibi isimler ile birlikte önce Devrimci Gençlik dergisini çıkarmaya başlamış ve Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun kuruluşunu gerçekleştirmişti. Daha sonra Devrimci Yol’un kuruluşu ile devam eden süreçte, İstanbul ve Ankara merkezli bu iki grup bazı konularda anlaşmazlıklara düşmüş ve ardından İstanbul grubu önce ilişkileri askıya aldıklarını açıklamış, ardından Devrimci Sol’u kurduklarını kamoyuyla paylaştı..

Kurulan ilk Merkez Komite’de yapılan iş bölümünün ardından Dursun Karataş Kadrolaşma,Bölgeler, Gençlik Sorumlusu ve Genel Siyasi Sorumlu olurken, Paşa Güven işçi ve memur örgütlenmelerinden ve hapishane ilişkilerinden, Hüseyin Solgun ise basın-yayın ve İstanbul mahalli alan sorumlusu olmuştur.

İLK İKİ EYLEM

1980 yılında Devrimci Sol Türkiye tarihinde sansasyonel iki suikastı düzenlemiş ve üstlenmiştir. Bunlardan ilki 27 Mayıs 1980 gerçekleştirilen MHP milletvekili Gün Sazak suikastidir. İkinci suikast ise, 1971-1972 yılları arasında Başbakanlık yapan Nihat Erim’in Mahir Çayan ve arkadaşlarının intikamının alınması amacıyla öldürülmesidir.

Kenan Evren yönetimindeki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 askeri darbesi, Türkiye’deki tüm siyasi parti ve örgütleri olduğu gibi Devrimci Sol’uda derinden etkilemiş, hareketin büyük ölçüde darbe almasına neden olmuştur. Örgütün neredeyse bütün üst düzey kadrosu Dursun Karataş da dahil olmak üzere, mahalli örgütlenmelerde çalışan militanlarıyla birlikte yakalanmış ve tutuklanmıştır.

Bu dönemde örgüt faaliyetlerine ara vermemiş, Devrimci Sol yeni Merkez Komitesi seçilmiş Niyazi Aydın örgütün sorumluluğunu üstlenmiştir. Fakat Niyaz Aydın’ın Kasım 1981’de yakalanması ile daha önceden yurt dışına giden, ve örgütün Avrupa’daki bağlantılarını gerçekleştiren Paşa Güven sürdürülen faaliyetleri yönetmeye başlamıştır.

KANLI EYLEMLER

Karataş ve diğer kilit isimlerin cezaevinden kaçmasıyla birlikte örgüt eylemlerine hız kazandırdı. Bu arada örgüt adını önce DHKP-C, son olarak da DHKC olarak değiştirdi. Örgütün gerçekleştirdiği eylemlerden  bazıları şöyle:

Ocak 1991 ‘de emekli Yarbay Ata Burcu ‘nun öldürülmesi ve emekli Korgeneral Hulusi Sayın’ın öldürülmesi.
1991 Şubat ayında İncirlik üssünde görevli üç ABD vatandaşının kaçırılarak öldürülmesi.
1991 Nisan ayında eski sıkıyönetim komutanı emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk’ün öldürülmesi.
Aralık 1991’de İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Şakir Koç ve şoförünün öldürülmesi.
Şubat 1992’de İstanbul Şişli’de bir kıraathanede oturan gasp masasında görevli 5 polisin öldürülmesi.
Temmuz 1992’de Cağaloğlundaki İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasına roketatarlı saldırı düzenlenmesi ve emekli Oramiral Kemal Kayacan’ın öldürülmesi.
I. Körfez Savaşı sırasında ABD Emperyalizmini protesto etmek amacı ile iki ABD askeri personeli öldürüldü, bir ABD Hava Kuvvetleri subayı yaralandı ve yirminin üzerinde ABD ve NATO askeri ve lojistik tesisi bombalandı.
1 Ocak 1995 tarihinde İstanbul Kasımpaşa’da Koç Holdingin deposu basılarak tahrip edildi.
9 Haziran 1995’de Rüştü Erdem isimli polis memuru DYP Şişli binası önünde nöbet tutarken aralarında Sibel Yalçın isimli örgüt üyesinin de bulunduğu üç DHK-C üyesi militan tarafından öldürüldü
29 Eylül 1995’de Tarkan Yağcı ve Serdar Öztürk isimli Jandarma erleri İstanbul Maslak’ta İl Jandarma Alay Komutanlığı giriş kapısı önünde gece nöbeti tutarlarken DHKP-C üyesi Mustafa Duyar ve İsmail Akkol isimli militanlar tarafından çapraz ateşe alınarak öldürüldü.
9 Ocak 1996 tarihinde Sabancı Center’ın 25. katında Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota SA genel müdürü Haluk Görgün ve başkanlık sekreteri Nilgün Hasefe’nin öldürülmesi.
10 Eylül 2001’de Taksim Gümüşsuyu caddesindeki polis noktasına DHKP-C üyesi Uğur Bülbül tarafından canlı bomba saldırısı düzenlendi. Saldırıda canlı bombanın dışında 26 yaşındaki polis memuru Halil İbrahim Doğan ve 25 yaşındaki polis memuru Tuncay Karataş ile 23 yaşındaki Amanda Rigg isimli o sırada yoldan geçmekte olan ve saldırı sonucu kolu kopan ve sonrasında ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Avustralyalı genç bir turist hayatını kaybetti. 17 polis memuru ile 6 vatandaş saldırı sonucu yaralandı.  Adalet Bakanlığı ve AKP Ankara Genel Merkezine 15 dakika ara ile saldırı düzenledi.

ÖRGÜT İÇİ DARBE

Karataş yurt dışındayken gerçekleşen bir örgüt içi darbeyle Bedri Yağan ve ekibi kısa sürede olsa yönetimi ele geçirdi. Dursun Karataş kısa süre sonra yeniden örgütün yönetimini ele alırken Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da düzenlenen polis operasyonlarında aralarında Bedri Yağan ve Sinan Kukul gibi örgütün en önemli isimlerinin de olduğu çok sayıda militan yaşamını yitirdi.

ÖLÜM ORUÇLARI VE CEZAEVİ DİRENİŞLERİ

Örgütün isminin en çok duyulduğu konulardan biri de F Tipi Cezaevlerine karşı gösterdiği direniş oldu. Cezaevlerinde ölüm oruçları düzenlendi.Bir çok DHKC militanı yaşamını yitirirken düzenlenen kanlı operasyonlarda da yine çoğunluğu aynı örgütün üyesi çok sayıda mahkum güvenlik güçleri tarafından yakılarak, vurularak katledildi.

YENİ LİDER TEKİN İDDİASI

Günümüzde, DHKC yöneticilerinin önemli bir kısmı İtalya, Almanya, Belçika, Hollanda ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde yaşamaktadır.  2008 yılında örgütün kurucu lideri Dursun Karataş’ın ölümünün ardından, örgütte liderlik sorunu ortaya çıktı. Bugüne kadar birçok isim öne atıldıysa da, 2014 yılında Yunanistan’da yakalanan Hüseyin Fevzi Tekin örgütün bugünkü kilit ismi ve lideri olarak görülmekte.

4 KEZ YAKALANDI

Neredeyse örgütün kuruluşundan beri merkezi yapılanmaya yakın durmuş bir isim olarak bilinen Tekin 1993’de 10 adet silahla yakalanarak tutuklandı.  1998’de tahliye oldu. 1999’da Fatih’teki bir bombalı saldırının faili olarak  yine tutuklandı.  Cezaevlerindeki ölüm orucu ekiplerinde yer aldı. Sürekli ve tedavi olamaz raporuyla hastalığı dolayısıyla affedildi. Örgüt içinde Ali Sarı ismiyle anıldığı öne sürülen  Tekin Yunanistan’ın başkenti Atina’da mühimmat  dolu bir hücre evinde yakalandı.Tekin’in yanında Özdemir Sabancı suikastı sanıklarından olduğu iddia edilen İsmail Akkol, Murat Korkut ve Bilgehan Karpat vardı.  Bulgar Petrov Petar adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalanan Tekin ile İsmail Akkol, Murat Korkut ve Bilgehan Karpat tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hüseyin Fevzi Tekin’in Türkiye’ye iade edilmesine ilişkin talep Yunan mahkemesince reddedildi.

www.bahrainair.net