
#Halil Serkan Öz
SERVAN ALTIKANAT*/ Ben Yalova’da yaşıyorum. Doğrusu, bir öğretmenin ölümüne sebebiyet veren birinin amiri olduğu bir vilayette yaşıyor olmaktan hicap duyuyor, garip bir huzursuzluk yaşıyorum bugün. Artık Yalovalılar, o valiye her bakışlarında Halil Serkan Öz’ü görecekler.
“Her kasabada ışık saçan bir öğretmen ve bu ışığı söndürmeye çalışan bir papaz vardır.” Halil öğretmenin ölümünün ardından, Victor Hugo’nun bu özlü sözü kapladı sosyal medyayı.
Halil Serkan Öz, öğrencilerine, Dostoyevski’nin “Karamazov Kardeşler”i ile başlayıp Simone de Beauvoir’ın “Başkalarının Kanı” romanı ile biten –klasik eserlerden müteşekkil– bir okuma listesi öneren çağdaş bir entelektüel, yüksek lisans yapmış, TÜBİTAK ödüllü, öğrencileri tarafından sevilip sayılan, başarılı bir matematik öğretmeni idi.
Gazeteci arkadaşı Özkan Güven’in demesine göre, çok iyi keman çalar, aynı zamanda, keman imal edip, Çingene çocuklarla takılırdı. Parası olmayanlara, yaptığı kemanları hediye ederdi…
Vali Selim Cebiroğlu, onun görev yaptığı Termal Fen Lisesi’ne ziyaretinde, sınıfa girip Halil öğretmeni, öğrencilerinin huzurunda “Bu saç sakal ne? Sen ne Biçim öğretmensin? İnsanlar dışarıda görse, dilenci zannedip para verirler” diyerek azarlamış, sınıftan kovmuştu. Ve ardından da okul idarecilerine , “Siz eşekbaşı mısınız burada?” diye bağırmıştı. Okuldaki tüm öğretmenleri öğretmenler odasında toplayarak kılık kıyafet yönetmeliğini anlatan Vali, Eğitim-Sen üyesi bir öğretmenin “Yönetmeliği biliyoruz, bunun değişmesi için zaten eylemdeyiz” demesi üzerine “Yönetmeliği bilerek eylem yapıyorsanız anarşistsiniz” demişti. (Haber alıntısı)
Bu olaydan sonra vilayette “öğretmene saygı” yürüyüşü düzenlendi ve bu yürüyüşte Halil Serkan Öz kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Tepkiler çığ gibi yükseldi ülkede. Sosyal medyada “Vali İstifa et” etiketi ile kampanya başlatıldı… Binlerce Yalovalı, öğretmeni son yolculuğuna uğurladılar. Öğrencileri kalemlerini bıraktılar mezarına… Ertesi gün, sendikalarca ilk derslere girmeme kararı alındı. Yapılan eylemlerde Mevlana Celaleddin Rumi’nin şu anlamlı sözleri dövizlerdeydi: “Ben ne insanlar gördüm üstlerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde adam yok”!
HADSİZLER KOROSU: TUNA, COŞ, CEBİROĞLU…
Vali Bey’in, öğretmenlerin açık mektupta belirttiği gibi, anarşizmin ne olduğuna dair en ufak bir bilgisi olduğunu sanmıyorum.
Mesela “anarşizmin temel kavramlarını açıkla” desek, ne diyebilir acaba? William Godwin’i, onun “Siyasal Adalet Üzerine İnceleme”sini (Enquiry Concerning Political Justice) ya da Pierre-Joseph Proudhon’u (“Mülkiyet Nedir?”)… Peter Kropotkin’i… Michael Bakunin’i… Duymuş mudur, okumuş mudur? Hiç zannetmiyorum.
Ben Yalova’da yaşıyorum. Doğrusu, bir öğretmenin ölümüne sebebiyet veren cahil/ makam sarhoşu birinin amiri olduğu bir vilayette yaşıyor olmaktan hicap duyuyor, garip bir huzursuzluk yaşıyorum bugün.
Bu vali azledilmediği müddetçe, eminim ki bu kentin birçok insanı da bu huzurluğu içten içe yaşayacaklar.
Artık Yalovalılar, o valiye her bakışlarında Halil Serkan Öz’ü görecekler.
Bir öğretmenin ölümüne sebebiyet veren bir valinin, o kentin insanlarının “kalbinde”, meşruiyeti/ muteberliği kalmamıştır.
Bir öğretmenin ölümüne sebebiyet veren bir valinin koltuğunda oturması, o kentin insanlarına; öğretmenlerine, öğrencilerine, anarşistlerine yapılmış büyük bir hakarettir.
Ne Ali İsmail için “Arkadaşları dövmüştür” diyen ve bir gazeteciyi tehdit eden Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna’yı, ne de yurttaşına “Gavat” diyen (Adana) Vali Hüseyin Avni Coş’u unuttuk. Seni de unutmayacağız Cebiroğlu!
*Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü