
Hasankeyf ve Ilısu için son çağrı
LATİF YILDIZ* / Mardin Dargeçit Ilısu köyünde oluşturulan canavar bir proje ile tarihiniz, çevreniz, ekolojiniz, onbinlerce hayvan ve bitki nesli yok olacak. Batman ve Mardin’de iklim tamamen değişecek. Hasankeyf için son çağrımdır. Kırmadan, dökmeden, taşkınlık yapmadan Diyarbakır Newroz’u gibi pankart, afiş, flama ve bayraklarınızla yüzbinler sesinizi dünyaya duyurun!
Gazetecilik mesleğine merhaba dediğim 15 Ağustos 1968’den beri; yani 47 yıldır süren gazeteci ve yazarlık hayatımda bir çocuk, bir hasta, korunması gereken narin bir kadın, bir çiçek gibi düşündüğüm Hasankeyf üzerinde üzgünüm ki bugüne kadar çok kişinin desteğini almadım.
Ortada kaybolacak bir Kürd tarihi ve kazıdan –bir yetkilinin ifadesi ile– binlerce yıl öncesi Ermeni tarihini ve tabii Osmanlı ile sayısız medeniyeti sulara gömecek. Bu proje için yaptıklarımı takdir eden ve o oranda çaba içinde olan bir sivil toplum örgütü var. Hasankeyf Girişim Grubu ve cefakâr yöneticisi Ercan Ayboğa’dır.
Egemenler, rantçılar ve onların işbirlikçileri siyasiler doğa, ekoloji ve tarih sevenler güçlü bir karşı koyuş sergilemezsek tabiatımızı, doğamızı, geçmişimizi yeşil dolarlar uğruna yok ettiklerini göreceğiz, yaşayacağız.
Bildiğiniz gibi Devlet Su İşleri (DSİ) dört ay durdurduğu Ilısu Baraj ve Hidroelektrik Santral Projesi inşaatına tekrar başlayacağını açıkladı. Eğer bu gerçekleşirse proje 2016 yılı içinde bitebilir. Ve 47 yıldır “Hawar Hasankeyf’in Çığlığı” kitabımda dile getirdiğim gibi çok büyük bir yıkıma neden olacaklar. Bu durum barış ve çözüm sürecini de olumsuz etkileyecek.
2010 yılında tam inşaata başlanan proje 2014 yılı ağustos ayında bütün işçilerin istifa etmesi sonucu durdurulmuş; bunu takip eden günlerde Kürdlerin kimliğini asimile ve coğrafyalarını yok etme nedeni ile iki müteahhit kaçırılmıştı. Uyarı yapıldıktan sonra sözkonusu kişiler serbest bırakılmıştı.
Ancak bütün karşı koyma, ikaz, uyarılara rağmen Baraj gövdesi 15 metre yükseltildi. Taşma ve tüm riskler ve sorunlar DSİ tarafından görmezden gelinerek Kasım 2014’te ilan vererek yeni işçi alımları yaptı. DSİ bununla yetinmeyip bir süre önce inşaata “güvenlik” önlemi adı altında inşaat malzemeleri, TIR ve kamyonların zırhlı araçlar eşliğinde bölgeye taşıyacağını, güvenlik şirketi yerine barajı askerin koruyacağını açıkladı.
Devlet ve devletin güvenlik güçleri aracılığı ile coğrafyamızda yapılan bu zorbalık sürerken Ilısu’da kötü koşullarda yaşayan 45 hane halkı yeni yapılara zorunlu taşınarak borçlandırıldı. İnşaat sonrası için gelecekleri teminat altına alınmadı ( Hasankeyf’te de yarın bunların aynısı yaşanacak) köylülere gelecek için hiçbir seçenek sunmadı. Köyde sosyal altyapı olarak okul ve çocuk parkı dışında verilen sözlerin tutulmadığı için akılları yeni başlarına gelen Ilısu köylülerinin projeye karşı çıktıkları belirlendi.
“HASANKEYF VE DİCLE NEHRİ İÇİN HERKES ILISU’YA”
Hükümet ise projeyi adım adım gerçekleştiriyor. Kendi adıma AKP hükümetine projeden vazgeç çağrısında bulunurken Hasankeyf Girişim Grubu’nun 28 Mart 2015 Cumartesi günü gerçekleştireceği “Hasankeyf ve Dicle Nehri için herkes Ilısu’ya” protesto etkinliğine katılım için bir çağrı metni yayınladı.
Projeyi reddeden bölgedeki yerel yönetimlere sesleniyorum. Bundan daha önemli bir şey mi var. Mardin Dargeçit Ilısu köyünde oluşturulan canavar bir proje ile tarihiniz, çevreniz, ekolojiniz, onbinlerce hayvan ve bitki nesli yok olacak. Batman ve Mardin’de iklim tamamen değişerektir. Gercüş eşiği, Batman gibi sıcak ve kurak iklime kavuşurken, Batman çölleşecek. Ilısu Türkiye’nin en büyük projesi, en büyük felaketidir. Bu proje yasa, kanun ve çevre ile UNESCO ilkelerine aykırı bir proje olduğu hâlde hükümet, yasaları zorlayarak yapımına devam etmektedir.
Yerel yönetimler, sivil toplum, halk, aydınlar, gazeteciler topyekûn harekete geçmez iseniz coğrafyanızı yok edecek yeni projeler ile gelecekler. Ey Hasankeyfliler, yamaca yapılan uyduruk evlerin parasını sizden tahsil etmeden o evleri vermeyecekler. Ekip, biçtiğiniz telğa bahçeleri, tarla yerine Raman Dağı eteğinde ne yiyip, ne ekip geçineceksiniz? Aklınız ne zaman başınıza gelecek? Batman, Mardin, Siirt gibi bölgenin etkin belediyelerinin başkan ve yöneticileri sahi siz ne yapıyorsunuz? Siyasi partiler, seçim var Ilısu için ne yaptınız?
YEREL VE BÖLGESEL MEDYAYA ÇAĞRIMDIR
Topyekûn harekete geçmez iseniz, o Diyarbakır Newroz alanına topladığınız insan selini oluşturmazsanız egemenler geleceğinizi satar. Geçmişte karakol, jandarma, JİTEM ile binlerce köyü, milyonlarca Kürdü göçe zorlayan zihniyet şimdi yatırım adını verdiği projeler ile sizleri vatanınızdan, toprağınızdan, bin yıllık ata diyarından göç ettirecek. Sustukça, sesinizi çıkarmadıkça sıra size de gelecek.
Hasankeyf için son çağrımdır. Kırmadan, dökmeden, taşkınlık yapmadan Diyarbakır Newroz’u gibi pankart, afiş, flama ve bayraklarınızla yüzbinler sesinizi dünyaya duyurunuz. Hasankeyf’i, Dicle nehrinin doğallığını yok edecekler. Barajın ne Ilısu halkı, ne Dicle vadisi, ne Hasankeyf, ne Batman, ne Mardin, ne Siirt ne de bölge halkına bir katkısı olacak. En büyük barajlar Güneydoğu’da ama kimin elektriği günde on defa kesiliyor hiç düşünmüyor musunuz? Birkaç şirketin rantı ve batının elektrik ihtiyacı için geleceğinizi yok ediyorlar. Siz yıllardır uyuyor, tepki vermiyorsunuz? Daha nereye kadar böyle devam edecek?
Sadece siz değil, Irak Kürdistan’ında milyonlarca ırkdaşınız da bu projeden etkilenerek susuz kalacağı için Türkiye, Irak, Ortadoğu, Avrupa’daki sivil toplum örgütleri, halk Ilısu projesinin durdurulması için bu direnişe katılmalı. Yörenizde etkinlikler yapın. Avrupa ve dünyayı harekete geçirin. Ilısu Projesi’nin durması için elinizi taşın altına koyun.
Bugün, hemen şimdi güçlü karşı duruş göstermez, Newroz aşkı gibi ayağa kalkmaz, demokratik tepkinizi vermezseniz yarın çok geç olacak. 47 yıldır uyarıyorum dilerim bu sefer olsun çağrıma kulak verirsiniz. Bütün insanlar ve kurumlar bu yasal hak arama protestosuna katılmalısınız. Tekrar ediyorum, kırmadan, dökmeden dünyayı ayağa kaldıran 18 ilden 18 koldan yüzbinler ile bu sesi vermelisiniz. DSİ barajı bitirmemesi için kampanyalar, protesto, gösteri, panel, oturum gibi etkinlikler düzenlemelisiniz.
Egemenlere, hükümete, devlete baraj için barışı riske atmaması uyarısını yapın. Ilısu bitse bile çelişkinin fitilini Irak halkı ihtiyaçları açısından çatışmalara yol açmak bakımından riskli bir projedir. Bu yüzden barışı, ekolojiyi, tarihi destekleyen bütün çevreci sivil toplum örgütlerini ve insanları bu konuda destek olmaya çağırıyoruz.
Bir şirkete ve hükümete faydası, ama milyonlara zarar veren bu projenin durdurulması için insanlığı son kez yardıma çağırıyorum. Zira Ilısu barajı sosyal bir felakete kapı açıyor. 80 bin insana geçim kaynağı olan Dicle vadisi insanlarını yoksulluğa mahkûm eden bir projedir. Dicle vadisi ve Hasankeyf dünya mirasını sular altında bırakarak yok edeceklere karşı sesinizi yükseltin. Son bir diriliş ve toparlanma ile bu projeyi toprağa gömün. Sesimizi duyun.
*Gazeteci- Yazar