
Leman Abla’yla da vedalaştık
RAGIP ZARAKOLU / Bütün cezaevlerini bir açlık grevinin sardığı 80 sonrası, Leman Fırtına Didar Şensoy ile birlikte, Arjantin’deki Mayıs Alanı Anaları gibi başlarında beyaz eşarpları bir ikon olmuşlardı.
“Kurucularımızı” birer birer yitiriyoruz.
Yaşar Kemal’den ve Sarkis Seropyan’dan sonra, Leman Fırtına da “elveda çocuklar” dedi bizlere.
80 darbesi sonrası yükselen, Analar hareketinin ikonlarından biriydi Leman Fırtına.
Bütün cezaevlerini bir açlık grevinin sardığı o sıcak yaz, Leman Fırtına Didar Şensoy ile birlikte, Arjantin’deki Mayıs Alanı Anaları gibi başlarında beyaz eşarpları bir ikon olmuşlardı.
Tam 1 Eylül Dünya Barış Günü Didar Şensoy, Parlamento önünde polisin şiddetine maruz kalarak geçirdiği kriz sonrası yaşamını yitirmişti.
Didar Abla’nın yanı başında Leman Fırtına onu yerde kucaklamış yaşama döndürmeye çalışıyordu.
Ne zorlu günlerdi. Sultanahmet Meydanı’nda Analar oturma grevi yaparlarken, orta çağ şövalyelerine ya da Yıldız Savaşı askerlerine benzeyen kılıkları ile robokoplarla tanışıyorduk.
Tümü gözaltına alınıyordu.
İzleyen yıllarda İHD Cezaevi Komisyonu olarak Leman Fırtına ile Ayşe Nur’un cezaevi cezaevi dolaşmalarını hatırlıyorum, koşulların iyileşmesi için çalışıyorlardı. Hasta tutsakların durumunu duyurmaya çalışıyorlardı.
1987 yılında İHD’nin Yoğurtçu Parkı’nda düzenlediği ilk mitingi hatırlıyorum.
Zor yıllardı, bırakın özgür siyasal çalışma yapmayı, temel hakları savunmak bile bir sorundu.
Dişleriyle söke söke İHD Anaları özgürlük alanlarının genişlemesine katkı sundular.
Sol hareketler toparlanmaya çalışırken, bu kez ev infazları ile karşılaşıyorlardı.
12 Eylül rejiminin nefes aldırmaya niyeti yoktu.
Sivil kisve altında devlet terörü devam ediyordu.
Bu zor yıllarda Didar Şensoy, Leman Fırtına, Sacide Çekmeci, Şükriye Nazari, Gülizar Çağlayan, Melahat Sarptunalı, Vahide Açan, İsmet Pekdemir, Perihan Akçam, Gülten Akın, Analar olarak, Emil Galip Sandalcı gibi en rafine, hümanist aydınlardan biri ve en azimli siyasal dava avukatları ve az sayıda cesur aydın ile birlikte İHD’nin mayasını iyi karmışlardı.
Ama onlar daha İHD kurulmadan, Cunta generallerinin işgali altında olan TBMM’nin önünde, Cunta lideri General Evren’in yolunu kesecek kadar cesurlardı.
Selam olsun, Leman Abla gibi insan hakları mücadelesinin meşalesini yakanlara.
Evet, “Kurucular” birer birer veda ediyor bizlere.
Vedat Aydın’ı, Metin Can’ı Dr. Hasan Kaya’yı “derin devlet” kalleşçe öldürdü. Akın Birdal, bu akıbetten kıl payı kurtuldu.
Katiller, işkenceciler ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar hâlâ.
Bir kısmı emekliliğini yaşıyor.
Emil Abi, Ayşe Nur, Neşe Ozan erken veda ettiler bizlere.
Ama anıları bizimle capcanlı yaşamaya devam edecek.