Salı , 26 Mayıs 2015
Anasayfa » Kültür ve Sanat » Baharın ve barışın bienali
Baharın ve barışın bienali

Baharın ve barışın bienali

Geçen yıl Kobani olayları dolayısıyla yapılamayan Mardin Bienali’nin üçüncüsü, “Mitolojiler” temasıyla izleyiciyi kavrıyor.

Bu sefer olmuş… Mardin’de yapılan ilk iki bienali gören herkes (ben de dahil) aynı fikirde birleşti. “Mitolojiler” ana temasıyla düzenlenen üçüncü bienal, doğru seçilen mekanları ve projeleriyle Mardin’i kucaklamış. Ne demek istediğini anlatabiliyor ve izleyenleri kavrıyor. İki yılda bir yapılan ve şehirle sanatı, ifadeyle bilinci birlikte yükselten bienal kavramı Mardin’e yakışıyor. Bu sıcak hal, tüm sokakları sanat eseri gibi olan, taşı oyarak sevdasını akıtan bir kentin hareketliliğine de yansıyor.

‘TÜM ÇİÇEKLERİ KOPARSAN DA BAHARIN GELMESİNİ ASLA ENGELLEYEMEZSİN’

Üçüncü Mardin Bienali’nde sergi mekanlarından birisinde işte bu cümle yazıyor. Kobani olayları nedeniyle ertelenen Mardin için bienal zamanı devam ediyor. Barışla beraber gelen ve 63 sanatçıyla halkın katılımıyla canlanan bir sanat ortamında önemli eserler görüyoruz Mardin’de. Mardin Müzesi’nde Hakan Kırdar’ın eseri Rızık, bereketin simgesi tarhana ile kaplanmış yeryüzü sofrasıyla Mardin’in ruhunu en iyi yansıtan çalışmalardan biri olmuş. Alman karargahı çok sayıda eserin sergilendiği bir ana mekan gibi. Buradaki fotoğraf ve video çalışmaları da etkileyici. Mürüvvet Türkyılmaz’ın henüz açılmamış sanat eserleri, Necla Rüzgar’ın Mücevherler’i ve Fransız sanatçı Thierry Payet’in küçük fotoğrafları dikkatimizi çekiyor.

MARDIN’DE BİENAL VAR

Üçüncü Mardin Bienali’ne kiliseler de ev sahipliği yapıyor. Bir Keldani kilisesi Kuluçka adlı eserin kocaman yumurtasına kapısını açmış. Eski şehrin girişinde bir harabeye dönen Mor Efrahim kilisesi ise ölü bir kedi mumyasıyla dünyaya, dilek ağaçlarıyla insanlığa sesleniyor. Kırklar Kilisesi’nde ise Mersinli sanatçı Melih Apa’nın Söz Havuzu sergileniyor. Kentin dar sokakları yükselen güneşle ısınırken karşımıza küçük sürprizler de çıkıyor. Arapça türküler, yüzü boyanmış küçük çocuklar ve kapısını size gönülden açan ayağı şalvarlı Mardinliler. Sokaklar dar, insanlar yakın, insanlar gönülden. Kelimeler dört alfabeden. Ovalar deniz olmuş hayallarde.

Yerel gazeteci Mehmet Çelik’e bırakalım son sözü : “Mardin’in tarihi dokusunda kilise de var, cami de. Mardin’in kültüründe Süryani, Kürt, Türk, Arap, ortak yaşamı var. Mardin’in kültüründe çan var, ezan var. Mardin’in kültüründe şarap var, zemzem suyu var. Mardin’de bir avluda, Hıristiyan, Müslüman, Ezidi, Yahudi inancına sahip insanların birlikte yaşama kültür ve hoşgörüsü var.” Mardin’de bienal var. 15 Haziran’a kadar devam edecek.

MURAT ERDİN/MARDİN