Çarşamba , 3 Haziran 2015
Anasayfa » Kültür ve Sanat » Bedri Koraman çizgisinden yoksunluğun farkında mısınız
Bedri Koraman çizgisinden yoksunluğun farkında mısınız

Bedri Koraman çizgisinden yoksunluğun farkında mısınız

Artık Türkiye’deki gazetelerde bırakın Bedri Koraman’ın usta çizgilerini, karikatürün “K”sini bile görmek neredeyse imkânsız hale geldi. Büyük gazeteler, artık ya “siyaset dozu çok düşük” karikatür yayınlıyor ya da hiç yayınlamıyor. Yayınlanan karikatürler de zaten “pul ölçüleri” ile yarışıyor. Bir-iki ezeli muhalif gazete dışında, siyasal karikatürün “tedavülden kalktığını” söylemek, mümkün… Onlarca isim varken, gazete karikatüristliğinde Bedri Koraman isminin akla gelmesinin elbette en önemli sebebi, bir zamanlar çizgileriyle “gazetelerin en seçkin yerinde” bulunuyor oluşu idi… Geçtiğimiz günlerde rahatsızlık geçirerek yoğun bakıma alınan 86 yaşındaki usta, sevenlerini heyecanlandırdı ama bu badireyi de yine ustalıkla atlatmayı başardı. Ustanın hastalığı, ister istemez eskiye, gazetelerin gazete, karikatürün karikatür olduğu günlere doğru yolculuğa çıkartıyor insanı. Ancak sonra yine Koraman ustanın son sözleriyle ayılıyorsunuz:

BASINDAN DIŞLANDI

“Karikatürcülerimiz çok yetenekli. Bu tarz çalışanlar olsa bile, basında yer bulabileceklerini zannetmiyorum. Çünkü basın hırpalandı, baskı altına alındı, baskı altına alınamayanlar satın alındı. Satın alınamayanlar ilan baskısı ya da, diğer baskılarla ürkütüldü. Ben de kapı kapı dolaşacak adam değilim. Kimse de benim kapımı çalmadı. Zaten bu yaştan sonra hevesli de değilim artık. Bir dönemin yıldızı, en çok bilinen, en çok sevilen, hatta tiraj unsuru olarak peşinden koşulan ben, basın dünyasından dışlanmış bulunmaktayım.” (Kaynak: Focus Haber, Alıntı: Obur Mizah, 9 Temmuz 2012) 1970’lerde, Koraman’ın guaj ile özene bezene boyadığı karikatürlerinin birinci sayfadan kocaman kocaman verildiği yıllara bak, bir de bugüne… Koraman o yıllarda Demirel’i, Ecevit’i, Erbakan’ı, daha sonra da Özal’ı canlı canlı, sokardı, gazetelerin içinde, evlere… Esprileri günlerce anlatılır, sohbetlere bile katılırdı. Bazen birinci sayfadan çizgi roman gibi günün siyasal ahvalini çizer, bu çizgi bantlarda da genellikle rahmetli Abdi İpekçi koyu renk gözlükleriyle başrolde olurdu. Çizgi romancılığı, karikatürlerine de etki etti haliyle. 1960’larda henüz Al Capp’in Hoş Memo (Li’l Abner) etkilerinin görüldüğü Cici Can çizgi romanı, daha sonra Göksel Arsoy ve Altan Erbulak’ın rol aldığı Yeşilçam filmlerine de konu olmuştu.

TABLO GİBİ KARİKATÜRLER

1960’ların tipo baskı tekniğiyle basılması daha zor olan renkli guaj karikatürlerini görmek için ise 1970’lerin ofset baskı tekniğine ulaşmamız gerekiyordu. Bütün büyük gazeteler o yıllarda ofsete geçince, renkli karikatür basmak da kolaylaştı. Koraman, önce Stern dergisindeki gibi güzel kadın çizgilerinin öne geçtiği karikatürlerle bu döneme adım attı (Son zamanlara kadar da bu tarz da çizmeye devam etti). Güzel kadınlar, Cici Can‘da da Koraman’ın ilgi çekici çizgisiyle göze batmıştı. Böylece Türkiye’de batı tarzı modern estetik çizgi ve espri anlayışını basında yerleştirdi. Kendisi nin de dediği gibi, “Her zaman tek oldu, yapılma mışı yaptı” O zaman- dan beri birinci sayfa dan siyasal çizgi bant çizen yok. Guajla birinci sınıf portrelerle siyaset adamlarını çizen yok. Onikiden vuran da yok!

LEVENT ELPEN

Etiketler: