Salı , 26 Mayıs 2015
Anasayfa » Kültür ve Sanat » Bu ülke sanattan korkuyor
Bu ülke sanattan korkuyor

Bu ülke sanattan korkuyor

12 Eylül’ün günümüzde yarattığı erozyonu anlatan “Eksik” filminin usta oyuncusu Nur Sürer, sanata ve siyasete dair umutsuzluklarını ve pişmanlıklarını Taraf’a anlattı.

 

Usta oyuncu Nur Sürer, 12 Eylül darbesi sonrası hayatları altüst olan bir ailenin dramını anlatan Eksik filmindeki göz dolduran performansıyla dikkatleri çekiyor. Kısıtlı salonda oynamasına rağmen, yurtiçi ve dışında galalarını yapmaya devam eden filmi halen izlemek için vaktiniz var… Sürer ile Eksik’i, festivallerdeki sansür tartışmalarını, yaklaşan seçim ve barış süreci konularını konuşmak için bir araya geldik.

 

Bakur belgeseline uygulanan sansürün ardından rol aldığınız Eksik’te film festivalinden çekildi, 36 yıldır bu ülkede oyunculuk yapan biri olarak, Türkiye’nin sanatla bir derdi mi var?

 

Yıllar önce bir film festivalinde jürideydim, o dönem Karartma Geceler filmi de tıpkı Bakur’a uygulanan sansürle karşılaşmıştı. Jüri olarak tepki göstermiş ve filmin gösterilmediği takdirde, festival jürisinden çekileceğimizi söylemiştik. Tepkimiz neticesinde filmin gösterimine onay çıkmıştı. Geçen yıl Antalya Film Festivali’nde Gezi Park’ı olaylarını anlatan Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek belgesel filmine karşı, jüri bizim yıllar önce anında gösterdiğimiz tepkiyi göstermekte geç kaldı. Zaten bu ülkenin tarihinde hep sansür var. “Denetim” adı altında uygulanan sansürler de cabası.

 

Sansürü uygulayanların profili nasıl?

 

Hayatlarında hiç kitap okumayan, film izlemeyen, müzikten anlamayanların porfiller bunlar. Bu ülkede geçmişte paşalar filmleri yaktırdı, heykeller yıkıldı… Bu ülke sanattan korkuyor.

 

Sinemaya başlamanız yakın zamanda kaybettiğimiz usta aktör Tunçel Kurtiz sayesinde olmuş doğru mu?

 

Sinemaya girmek aklımda yoktu. Yönetmen Erden Kıral’ın İsveç- Türk ortak yapımı Bereketli Topraklar Üzerinde filminin çekimlerine başlanmıştı ve o dönem eşim olan Bülent Kayabaş da oyunculardan biriydi. Filmdeki Fatma karakteri için birçok kişi denenmiş fakat kimse rolü alamamıştı. Yaman Oktay, Erkan Yücel ve Ankara Sanat Tiyatrosu oyuncularıyla iyi arkadaştık. Tuncel ağabey bana “bu rolü sen oyna” dedi ve başladım. Tesadüf eseri girdim sinemaya sonraları çok ciddiye almaya başladım.

 

Ve bir süre sonra Türk sinema tarihinin en önemli filmlerinden “Uçurtmayı Vurmasınlar” geldi…

 

Evet, Uçurtmayı Vurmasınlar çekildiğinde 10 yıllık bir oyunculuk deneyimine sahiptim. O dönem, Selim İleri’nin Bir Akşam Alacası adlı kitabından televizyona uyarlanan Osman Sınav’ın çektiği, dört bölümden oluşan bir dizide oynuyordum. Bir gün senarist ve yönetmen Tunç Başaran ve Uçurtmayı Vurmasınlar kitabının yazarı Feride Çiçekoğlu’yla buluştuk. Kitabı okudum ve çok beğendim. Aslında film ile kitap farklıdır birbirinden; çocuktan kadına/İnci’ye mektuplar gibidir. Birçok kuşak yetiştirdi bu film. Ayrıca Uçurtmayı Vurmasınlar, bir kadın filmidir; müdür , asker ve tabi çocuk karakteri dışında filmde neredeyse erkek yoktur. O yıllar, seyircinin sinemaya az gittiği zamanlardı videolar alınır ve evde izlenirdi. Fakat Uçurtmayı Vurmasınlar, 23 hafta vizyonda kalmayı başarmıştı.

 

“Eksik” filminin sizi cezbeden yanı neydi?

 

Her zaman bir 12 eylül hikayesinde oynamak istemiştim, bu çok cazip geldi, 80 darbesiyle ilgili filmler var ama aileler üzerindeki etkisine dair hikâye çok yok, ayrıca film bugünün Antakya’sında bitiyor, darbe dönemi yaşananların sonrasında ailelere yansımalarını işliyor. Film boyunca yarı yaşımdaki gençlerin içinde olmak çok etkiledi beni, gerçekten bir dayanışma filmi oldu. Ayrıca Antakyalıların samimi desteği hep yanımızdaydı, oyuncu arkadaşlarımız geldiler ve filmin 3 dakikalık bile olsa bir yerinde oynadılar. Herkesin çok önemli katkıları var.

 

Türkiye 7 Haziran’da seçimlere gidiyor, barış süreci ve ülkenin siyasi durumu hakkında vatandaş Nur Sürer neler düşünüyor?

 

Beni “yetmez ama evetçi”olmak ile suçladılar neden bilmiyorum oysa ben hiç evet veya hayır demedim, bu kişilere ortak olmadım ayrıca referandumları oldum olası onaylamam bunun faşizan bir baskı olduğunu düşünüyorum, Kenan Evren referandumu dışında hiç evet demedim ama AKP’nin ilk dönemini cesur buldum, ilk defa bir siyasi parti bunları dile getirdiği için safmışım, inandım. AKP’nin barış süreci konusunda söylediklerine inandığım için bugün utanıyorum, bu barış girişimlerini kullandıklarını düşünüyorum artık… Bundan sonra hangi hükümet yönetime gelirse gelsin, barış sürecinde geriye dönüş mümkün değil, barıştan geriye dönüş olamaz, herkes kendini ona göre hazırlasın.

 

 

TARAF

Etiketler: