
Doğal kesişmelerin resimleri
Kuzguncuk’un çiçekli, asmalı, minik bahçeli evlerinin, ıssız sokaklarının arasında bir köşede karşımıza çıkan sanat galerisinde, doğaya ve insana tanıklık eden resim sergisiyle karşılaşmak ne hoş… Ressam Hayri Ağan’ın “Doğa ve İnsan”ı, resmin doğası ile birlikte yansıyor İstanbul’a bu ıssız kozmopolit semtten… Ağan’ın resimlerinde ilk dikkatimizi çeken, çok sayıda çizgi ve boya katmanıyla verilmiş müthiş derinlik hissi. Bu, özellikle doğa resimlerinde çok daha belirgin hale geliyor. Göztepe Tren İstasyonu gibi bina betimlemelerinin olduğu tablolarda ise, şehrin doğa ile kesişen bütün hikâyesini bir tabloda hemen tamamen okumak mümkün…
BOYAYI YOĞURMAK
Hayri Ağan, resimlerinin “doğa”sını şöyle anlatıyor: “Desenin ana elemanı olan çizgi, doğada bulunan somut bir şey değildir. Ressam, çizgiyi doğadaki izlenimleri karşısında biçimi oluşturmak için kullanır… Nesnenin sınırını çizgi belirler. Desen elemanı olarak bu çizgileri kullanıyor olmam, yer yer soyutlanmış alanların oluşmasına da katkı sağlıyor. Çizgilerin üst üste gelmesi ve boyanın o hamurumsu dokusu ki, buna ‘pentür’ diyoruz, üst üste seanslar halinde çalışmamın sonucu… Resmimi tek seansta bitirmiyorum. Bir seans çalışıyorum, kuruyor, üzerine bir seans daha çalışıyorum, tekrar kuruyor. Seanslar üst üste devam ettikçe, resim, en başta kurguladığım duruma doğru yaklaşmaya başlıyor. Ondokuzuncu yüzyılın başlarındaki Alman ekspresyonist ressamlarında da, onyedinci yüzyıldaki Rembrandt tablolarında da var bu katmanlar halinde boyayı hamurumsu kullanma tekniği… Resmimi kurgulamak için bir çok koldan gidiyorum. Doğaya bakıyorum, sanat tarihindeki ustalara bakıyorum ve bunlara kendi dünyama dair olanları da ekleyip, bu sacayağından ilerliyorum.” Bu sacayağı, 1 Mart’a kadar Kuzguncuk’ta Hayri Ağan’ın altıncı kişisel sergisinde kurulu olarak, hassas izleyicilerini bekliyor. Kuzguncuk’taki bu sergiden, İstanbul Boğazı’nın sularına yansıyan doğanın çizgileriyle birlikte ayrılacağınıza emin olun.
LEVENT ELPEN