
‘İrkildim Uyandım Bir Daha Uyumadım’
Ressam Muzeffer Akyol’un İş Sanat’ta açılan yeni retrospektif sergisi, Anadolu’dan ve son dönem kaybettiğimiz birçok kişiden izler taşıyor.
Düşümde bir gemi gördüm /Dalları zeytin ağacı /Kanatları Anka kuşu/ Dalgalarla dalga geçti /Uçtu dağın tepesine Muzaffer Akyol Usta ressam Muzaffer Akyol, “Anadolu’yum ben ve beni yok etmek istediklerinin farkındayım” dediği çok boyutlu resim sergisi, İş Sanat’ta açıldı. Açılış kokteyline, başta tablolarından birinde resmettiği asırlık çınar Muazzez İlmiye Çığ Hanımefendi olmak üzere ressamın eserlerinden hatırı sayılır bir koleksiyona sahip Kadir İnanır ve pek çok ünlü isim katıldı.
Tablolarında resmettiği hâlde açılışa katılamayan Tuncel Kurtiz ile Gezi şehitleri Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük ve Ali İsmail Korkmaz ise yürekleri yaktı yine… Usta ressamın İrkildim Uyandım, Bir Daha Uyumadım başlıklı sergisindeki sözleri de kendisine ait. Akyol, bir taraftan resim yapıyor, bir taraftan da Özdemir İnce’nin dediği gibi, “resim yazıyor”… Akyol’un tablolarında, İş Sanat’ın “Kibele” adı verilen sanat galerisine yakışan “Anadoluluk” vurgusu hâkim… Doğa ve Anadolu’nun kadim doğayla barışık yaşam betimlemeleri, Akyol’un tablolarının ana unsurları… Çokça nar, karpuz ve zeytinle karşılıyor resimlerinde… Kedilerle, balıklarla, kuşlarla… Dağlarla, tepelerle, ovalarla… Bu kuşlar bir kadına dönüşüyor bazen. Dağlar, kâh Tuncel Kurtiz, kâh Muazzez İlmiye Çığ oluyor.
ÇOCUK-KUZU GELİN
Koyunlar, koçlar ve kuzular da var. Hele bir “Çocuk Gelin” kuzusu var ki, insanı ateşlere düşürüyor, insanlığın kara yüzünün utancını hissettiriyor, iliklerimize kadar. Akyol’un resimlerine “soyut” demek basitleştirmek olur elbette. Muzaffer Akyol, bize baştan sona bir Anadolu Efsanesi anlatıyor. Bu efsane yeri geliyor, bu topraklara sahip çıkıyor, yeri geliyor, bu toprakların anti-emperyalist ruhuyla dünyaya da sahip çıkıyor. Kanlı sofralarda karnını doyuran çakallar ve üç maymun ile bir başka kanlı sofrada resmedilen düzenbaz figürleri, Anadolu’nun ezeli düşmanları emperyalistlere keskin birer uyarı niteliğinde…
Buradan sonra, Akyol’un sadece bir efsane anlatmadığını, aynı zamanda sanatıyla siyasal bir tavır sergilemiş olduğunu da anlıyoruz. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz şair ve siyasetçi Talat Sait Halman’ın Akyol’un sanat gelişimi üzerinde büyük etkisinin olduğu söylenebilir. Halman’ın “Ressamlarımızın en edebi olanlarından” diye bahsettiği Akyol’un eserlerine koyduğu isimlerden, ressamın şiirsel ve mizahi yönleri de okunabiliyor: Zeytin Ağacında Ebedi Aşk, İda Dağı’nın Sarı Kızı, Zemheri’de Çiçek Açan Zeytin Hanım, sanatçının eserlerine verdiği isimlerden birkaçı. Şair Ataol Behramoğlu’nun “Bedri Rahmilerden günümüze Karadenizimizin ışık ve renk dünyasının sanatımıza kazandırdığı seçkin ressamlardan” şeklinde tanımladığı Muzaffer Akyol’un retrospektif sergisi 6 Mart – 18 Nisan 2015 tarihleri arasında İş Sanat Kibele Galerisi’nde…
LEVENT ELPEN