
İstenilmeyen zam
Şimdi gözlerini kapatın ve hayal edin! Şehrin en merkezi yerindeki lüks bir plazanın 16. katındasınız. Şehir ayaklarınızın altında. Size ait bir masa ve dolap var. Her yer tertemiz. Çalışan arkadaşlarınızın yüzlerinde daima 32 dişlerini birden gösteren gülümseme hâkim. Her yıl düzenli olarak zammınızı alıyorsunuz. E mutlu olmak için başka bir sebep var mı? Şimdi de hayali bir kenara bırakalım! Bir iş yerinde çalışıyorsunuz.
Uzun süredir aynı para için çalışıyorsunuz. Hiç zam yok. Sizin altınızda ve üstünüzde konumlanmış bir sürü çalışan insan da mevcut. İnsansınız ve zamana ihtiyacınız var. Ve servis şefi ile görüşmeye gidiyorsunuz. İçeri girmeden önce bütün cesaretinizi toplamak için kapıda bekliyorsunuz. Beklerken aklınızdan, bugün moralinin nasıl olduğu, kocasıyla ya da karısıyla tartışıp tartışmadığı gibi bir sürü şeyi düşünüyor ve masanıza geri dönüyorsunuz. Bakalım, korkularınızı yenip zam için tekrar cesaretinizi ne zaman toplayacaksınız? ‘’Mösyö X kafasınız kaldırmıyorsa, sizi dinlemek istemiyordur. Matmazel Y odasında ama bugün keyfi yerinde değil.’’
ZAM ALABİLMEK İÇİN HARCANAN EFOR
Tiyatro Sarı Sandalye, Ücret Artışı Talebinde Bulunmak İçin Servis Şefine Yanaşma Sanatı ve Biçimi adlı oyununu Georges Perec’in aynı adlı eserinden sahneye uyarlamış. Perec, eserinde; satır başı, paragraf, ve noktalama işareti kullanmıyor. Perec, romanı yazarken çizgisel metin yazımı tekniğini kullanıyor. Romanda karakterin zam için servis şefine yanaşma taktikleri, olasılıkları ve sonuçlarını ele alıyor. Karakterin şefine yanaşması için deneyeceği olasılıklar romanın sonuna doğru giderek çoğalıyor. Ve durum giderek absürtleşiyor. Hikâye şöyle ilerliyor; Ücret artışı talebinde bulunmak için oyun karakteri servis şefiyle görüşmek ister. Servis şefinin odasında bulunmaması üzerine karakter defalarca meslektaşlarıyla çene çalmak ya da koridorda volta atmak durumunda kalır. Servis şefinin keyfine, aile yaşantısına, bazen sağlık durumuna bağlı olarak zam hayalinin gerçekleşmesi defalarca tekrarlanır ve giderek absürtleşen bir duruma dönüşür. Ve karakter için artık önemini kaybeder artık döngüsellikten yorulur. Çalışanın servis şefine yanaşma taktiği oyun boyunca defalarca tekrarlanıyor. Oyunculuk kavramı oyuncularda ise jestlerle ön plana çıkıyor. Belirli jestler oyuncular tarafından aynı anda tekrarlanıyor. Sahnedeki kutular kapitalizmin sembolleştiği ‘’meta’’ halini oyuncular ise ‘’meta’’nın vücut bulduğu canlıları simgeliyorlar. Bu kapitalist yapı içinde masum kalan ve var olmayı beceremeyen karakter ise diğerlerinden farklı bir kostümle bu iletinin altını çiziyor. Genç oyuncular oyunun başından sonuna kadar aynı enerjiyi koruyarak defalarca döngüselliği sağlıyorlar. Bu mekanizmayı kendileri ‘’kapitalist’’ sistemin temsilleri sağlıyor.
KÜNYE
Yazan: Georges Perec Çeviren: İsmail Yerguz Uyarlama: Ekip Çalışması Proje Tasarım: İlyas Özçakır Yöneten: Ziya Demirel Oyuncular: Çağdaş Ekin Şişman, Emirhan Altunkaya, İlyas Özçakır,Nezaket Erden
SEFA TOKGÖZ/TARAF