
Kremer, mevsimleri İstanbul’a getirdi
Türkiye’de sık sık dinlemeye alıştığımız usta kemancı Gidon Kremer, 1996 yılında kurduğu oda müziği topluluğu Kremerata Baltica ile birlikte 2 Haziran akşamı 43. İstanbul Müzik Festivali kapsamında Lütfi Kırdar Kongre Salonu’nda konser verdi. Grammy’nin de dahil olduğu pek çok önemli ödülün sahibi olan Kremer’in “Mevsimler” adını taşıyan konserine ilgi yoğundu. Dinleti kapsamında iki eserin Türkiye prömiyerinin yapıldığı ve Gidon Kremer’in ünü düşünüldüğünde bu hiç de şaşırtıcı değil tabii ki.
Konserde ilk olarak Rusya ve Polonya dışında çok iyi tanınmayan Rus besteci Mieczysław Weinberg’in Oda Orkestrası İçin, Op.145, 1 Numaralı Senfonisi’ni dinledik. Bu eserin Türkiye’deki ilk seslendirilişine tanıklık etmek güzeldi. Aslen Polonya Yahudisi olan Weinberg, Dmitri Şostakoviç’ten bir hayli etkilenmiş. Bu yapıtın dokusu ve melodilerinde de Şostakoviç etkisi kendini hemen belli ediyor.
Weinberg’in eserinden sonra solist Gidon Kremer, seyircilerin alkışları eşliğinde sahneye çıkıp Kremerata Baltica eşliğinde Arjantinli besteci ve bandoneon ustası Astor Piazzola’nın Buenos Aires’in Dört Mevsimi adlı yapıtını yorumladı. Arjantin Tangosu dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Astor Piazzola’nın bu eseri, anlatım gücü ve Barok dönem bestecisi Antonio Vivaldi’nin meşhur konçertosu Mevsimler’den ödünç aldığı melodilerle tüm dinleyiciler üzerinde ferahlatıcı bir etki bıraktı.
AMERİKAN MEVSİMLERİ
Konserin ikinci yarısında ise Alexander Raskatov’un Mevsimler Derlemesi ile Philip Glass’ın “Amerikan Dört Mevsimi” adını taşıyan 2 Numaralı Keman Konçertosu’nu dinledik. Glass’ın, dünya prömiyeri 2009’da yapılan konçertosu da Türkiye’de ilk kez seslendirildi. Amerikan yaşamını müzikle tasvir eden bir parçalar bütünü olarak tanımlayabileceğimiz 2 Numaralı Keman Konçertosu’nun icrası esnasında sahnenin arkasındaki perdeye yansıyan video enstalasyonları, müzik üzerine düşünmeye zorladı bizi. Uzun lafın kısası, “İstanbul Müzik Festivali Onur Ödülü” sahibi Gidon Kremer ile orkestrası Kremerata Baltica, dünyanın dört bucağından mevsimler getirdi İstanbul’a.
ÖZLEM ERTAN