Taraf Gazetesi Düşünmek Taraf Olmaktır
Pasolini’yi kim öldürdü
Abel Ferrara’nın yönettiği “Pasolini” filmi, ünlü yönetmen Paolo Pasolini’nin öldürülmeden önceki son günlerine odaklanıyor…
Son filminde İtalyan yönetmen, şair, yazar ve senarist Pier Paolo Pasolini’nin son günlerini anlatan Abel Ferrara, bir biyografiden çok kronolojik olarak birbirini takip etmeyen, “spotlar” şeklinde panoramik bir film sunuyor. “Onu kimin öldürdüğünü biliyorum!” diyen Abel Ferrara Pasolini adlı filminde, ünlü yönetmenin 1975’ten beri çözülemeyen cinayetinin önündeki sır perdesini aralayabiliyor mu? Orası en az Pasolini cinayeti kadar muamma…
Pasolini’nin gerek filmlerinden görüntülere gerekse de röportajlarına yer veren Ferrara, her ne kadar “Onun kim tarafından öldürüldüğünü biliyorum” dese de filmde yarattığı boşluklarla bu gizemin üzerine bir tuğla daha ekliyor. Belli ki o da bir cinayeti anlatma çabasında değil. Ya da bir kişiden çok Pasoloni’yi ölüme sürükleyen dönemin ya da koşulların bir panaromasını çıkarmaya çalışıyor ama muğlâklık bunu anlatırken de peşini bırakmıyor. Öte yandan Abel Ferrara, Paolo Pasolini’nin zaten çok bilinen yönlerini öne çıkarıyor; annesiyle olan ilişkisi, toplumun birçok kesimi tarafından “hoş” görülmeyen karakteri ve düşünceleri… Ferrara’nın karanlık bir atmosferde çektiği film ta en başından konunun “belirsiz” olduğunu kabul edip yola çıkıyor. İtalya sokaklarındaki sesleri duyulan ama sadece gölgeleri duvarlara yansıyan toplumsal hareketlilik, gazetelerde yer alan “yolsuzluk” ve “çöküş” tablosu, Pasolini’nin filmin başında verdiği politik röportaj beraberinde verilen Salo ya da Sodom’un 120 Günü filminin görüntüleri buna eklenince, ortaya büyük boşlukları olan bir film çıkıyor.
YENİ BİR ŞEY SÖYLEMİYOR
Filmin bu boşluklarına Pasolini’nin kafa karışıklığını da ekliyor yönetmen. Özellikle son yazacağı romanla boğuşan ünlü yönetmenin bu atmosferdeki gel-gitleri, ölmeden önce La Stampa gazetesine verdiği ve başlığını kendisinin belirlediği “Hepimiz Tehlikedeyiz” röportajıyla kafası karışık bir film kadar allak bullak bir de Pasolini yansıyor beyazperdeye. Ama genelden ayrıldığında bu kafası karışık Pasolini (Röportaj sırasında, zorlanan Pasolini, gazeteciye soruları yazılı olarak cevaplamak istediğini söyler. Gazeteci tam çıkacakken röportajın başlığını söyler “Hepimiz Tehlikedeyiz”) özellikle röportaj sahnesinde, cinayete dair en büyük ipucunu veriyor. Filmin en başarılı sahnesi de burası oluyor. Elbette bunda filmin akışına rağmen, oyunculuğu açısından herhangi bir boşluğa yer bırakmayan Willem Dafoe’nin büyük rolü var. Sonuç olarak Abel Ferrara, yarattığı tüm bu muğlâklığın üstüne Paolo Pasolini’nin ölümünü, resmî kayıtlara geçen sonla bitiriyor…
SUZAN DEMİR