Perşembe , 28 Mayıs 2015
Anasayfa » Kültür ve Sanat » Sansüre tepkiler büyüyor
Sansüre tepkiler büyüyor

Sansüre tepkiler büyüyor

PKK kamplarını anlatan Bakur’un İstanbul Film Festivali’nden çıkarılması üzerine ardı ardına gelen açıklamalara bir yenisi daha eklendi. Kültür Bakanlığı’nın festivale katılan yabancı filmlerden istemediği eser işletme belgesini yerli filmlerden talep etmesini, bakanlık tarafından uygulanan bir sansür olduğunu vurgulayan pek çok toplulukla birlikte toplam 23 film festivalden çekilme kararı aldı. Gelişmeler üzerine, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de sansür girişimine yönelik bir açıklamada bulundu.

 

“Türkiye siyasi arenasına hakim olan baskıcı anlayış, kültür ve sanat alanında da kendini göstermeye devam ediyor. Ertuğrul Mavioğlu ve Çayan Demirel’in yönettiği Bakur (Kuzey) filminin İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 34.’sü düzenlenen İstanbul Film Festivali’ndeki gösterimi, kayıt tescil belgesi olmadığı gerekçesiyle gösterimi durduruldu. Bu karar teknik ya da hukuki anlamda da ayakları yere basan bir gerekçesi olmayan tamamıyla keyfi bir karardır.

Zorunlu kayıt ve tescil işlemi yönetmeliklere göre şu sebeplerle yapılmaktadır: Hak ihdas etmek amacı taşımaksızın, sahip oldukları hakların ihlal edilmemesi, hak sahiplerinin belirlenmesinde ispat kolaylığı sağlanması, mali haklara ilişkin yararlanma yetkilerinin takip edilebilmesi. Eser sahibinin haklarıyla ilgili bir yönetmelik, festival programına alınmış, sinemaseverler kendilerini heyecanlandıran bu filmi görmek için belki de kuyrukta bekleyerek bilet satın almış, Bakur belirgin bir heyecan yaratmıştır.

Bakur’un yarattığı heyecan Türkiye’deki savaş yanlısı ve sinemada dahi gerillanın görünmesine karşı çıkan, Kürt siyasi mücadelesini daima engellemek isteyen birilerini rahatsız etmiş olsa gerek ki sudan bir bahaneyle film aniden programdan çıkarılabiliyor.

Barışın bu ülkedeki paydaşları neyin ne olduğunu görmeyi hakkediyor. Savaşın paydaşları da gerçekle yurttaşlar arasındaki bütün bağı koparmak için sonsuz bir gayret sarf ediyorlar. Gazetelerinde, manşetlerle yaptıkları manipülasyonlar yetmezmiş gibi, şimdi de festivallerin içerisine kadar manipülasyonlarını sindirme gayretindeler. Ben, HDP’li bir vekil olarak ve bir yönetmen olarak filmlerini festivalden çeken arkadaşlarımla dayanışacağımı, Türkiye’de iktidarın hık dediğine mık demeyen bir kültür ve sanat ortamı için emek sarf edeceğimi beyan ediyorum.” TARAF

 

KAMUOYUNA AÇIK MEKTUP

34. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde, filmlerin gösteriminin engellenmesinin ardından, sinemacılar sansüre karşı kararlı bir dayanışma sergilemiştir. Sansürsüz bir festival talebiyle, festival programında yer alan pek çok film ile ulusal ve uluslararası yarışma jürileri festivalden çekilmiş, festivalin tüm yarışmalı bölümleri ve kapanış töreni iptal edilmiştir. Festival tarihinde ilk kez yaşanan bu durum, sinema ve diğer kültür – sanat dalları üzerinde artan sansür ve kontrol mekanizmalarının yeni bir halkasıdır. Sansüre imkan tanıyan kanun ve ilgili yönetmeliklerin değiştirilmesi için, sinemacılar ve meslek kuruluşları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na birçok öneri sunmuş, ancak ne yazık ki, bugüne dek Bakanlık nezdinde çözüme yönelik somut bir adım atılmamıştır. Sinemamız son yıllarda uluslararası alanda önemli başarılar kazanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın en önemli görevlerinden biri sinemamızdaki bu yükselişi sürdürmeye yönelik gerekli politikaları üretmek ve uygulamak olmalıdır. Bu kapsamda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın temel sorumluluğu, sinemacıların özgür sanatsal üretimini teşvik etmek ve üretilen filmlerin izleyiciyle özgür bir şekilde buluşmasını sağlamaktır. Yaşanan son olaydan hareketle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve kamuoyuna bu konuyla ilgili taleplerimizi tekrar hatırlatmak isteriz: 1. Sinema filmlerinin kayıt ve tescili ile ilgili sınıflandırma ve değerlendirme yönetmelikleri bilimsel ölçütler ve uluslararası uygulamalar gözetilerek yeniden düzenlenmelidir. 2. Film festivallerinde ve benzeri her türlü kültürel ve sanatsal etkinlikte gösterilen yerli filmler, yabancı filmlerde olduğu gibi herhangi bir resmi belge olmaksızın, film sahiplerinin beyanları esas alınarak ve festival yönetimlerinin sorumluluğu altında seyirci ile buluşmalıdır. 3. Bakanlık değerlendirme kurullarının filmlerin ticari dolaşıma ve gösterime girmesiyle ilgili yasaklama kararı verme yetkisi kaldırılmalıdır. 4. Taslak halindeki Sinema Yasası, sinema kurumlarıyla istişare halinde revize edilmeli ve en kısa sürede yasalaşmalıdır. 5. Türkiye Sinema Kurumu’nun kurulmasıyla ilgili nihai hedef doğrultusunda çalışmalar yapılmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanı’nı, sansüre imkan tanıyan yasa ve yönetmeliklerin ivedilikle değiştirilmesi için, meslek birlikleriyle acil bir toplantı düzenlemeye davet ediyoruz. Aşağıda imzası bulunan sinemacılar, sinema yazarları, meslek örgütleri, sendika ve festivaller olarak sansüre yönelik her tür uygulamanın karşısında durduğumuzu, her koşulda mesleki özgürlüğümüzü savunmaya hep birlikte ve kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyu huzurunda bir bir kez daha duyuruyoruz.

Etiketler: