Pazartesi , 6 Nisan 2015
Anasayfa » Kültür ve Sanat » Senin için yürürüm “Ey Özgürlük”
Senin için yürürüm “Ey Özgürlük”

Senin için yürürüm “Ey Özgürlük”

Martin Luther King’in 1965’te, önderlik ettiği “Özgürlük Yürüyüşü”nü anlatan film, Amerikalı siyahîlerin, oy verme hakkını kazanma mücadelisini beyaz perdeye taşıyor

Ava DuVernay’ın yönettiği Özgürlük Yürüyüşü/Selma bu hafta gösterimde. Bu yıl Oscar için yarışacak olan Selma, Martin Luther King öncülüğünde gelişen ünlü protesto yürüyüşüne odaklanıyor. Yönetmenin klasik bir sinema dili tercih ettiği filmin iskeleti tarihi belgelere dayandırılarak oluşturulmuş. Klasik filmlerin durağan havası filmin başat karakteri Martin Luther King’in pasif direniş anlayışıyla mükemmel bir uyum sağlamış. Ava DuVernay, yarattığı atmosferle King’in bakış açısını izleyiciye ulaştırırken, yer yer izleyiciyi de ele geçiren patlama duygusunu Mahatma Gandhi’nin ruhuyla dengelemeyi başarmış. Selma, King’in 1964 yılında Nobel Barış Ödülü’nü aldığı törenle açılıyor. İlk sahnelerden itibaren King’in kişiliğine ilişkin doneler sunan filmde Martin Luther King biyografisinin izlerini sürmek mümkün.

SİVİL İTAATSİZLİK

Film, siyahlara oy verme hakkının konuşulduğu günlerde, 1965’te geçiyor. Güney eyaletlerinde patlak veren bir olay, siyahların temel hak arayışları ve mücadele sürecine ivme kazandırır. Alabama Eyaletine yakın Selma’da meydana gelen patlamadan sonra, şehir Martin Luther King ve arkadaşları tarafından sivil itaatsizlik eylemlerinin merkezi olarak seçilir. Ayrımcılığa son verilmesi, siyahların oy hakkı için yürüyüş organize edilir. Selma şehrinden eyaletin başkenti Montgomery’ye yapılan yürüyüşe katılan yaşlı, genç, kadın, erkek onlarca siyahi vatandaş, polis tarafından Edmund Petrus Köprüsü’nde acımasızca darp edilir.

“DOSTLARIMIZIN SESSİZLİĞİNİ HATIRLAYACAĞIZ”

King’in dünyanın “en büyük şiddet sağlayıcısı” olarak adlandırdığı ABD iktidarı, gücünü tekrar hatırlatmak ister. Olay tarihe ‘Kanlı Pazar’ olarak geçse de, Martin Luther King örnek aldığı Mahatma Gandhi’nin pasif direnişinden vazgeçmez: şiddet içermeyen sivil itaatsizlik. Bu sivil itaatsizliğin karşı karşıya kaldığı iktidarın şuursuz şiddeti, King’in tarihi konuşmasının da etkisiyle toplumsal bir harekete dönüşür. Televizyonları başında film izlemediklerinin ayırdında olan beyaz Amerikalılar King’in çağrısına uyar: “Her şeyin sonunda düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız.”

AMERİKAN HALKI İÇİN YÜZLEŞME

Siyahi kardeşlerimiz geldiğimiz bugünlerde neleri hatırlıyor bilmiyoruz ama filmde izlediklerimiz yakın zamanda Gezi’de yaşadıklarımızı anımsatıyor bize. Hüzünle karışık bir duyguyla iktidarın yüzünün değişmediğini görüyoruz. Oyuncuların kusursuz yorumu görülmeye değer. Martin Luther King’i canlandıran David Oyelowo ve Carmen Ejogo’nun yorumu ayrıca dikkat çekici. Siyahi yönetmen Ava DuVernay, yaptığı filmlerle ırkının tarihine ışık tutmaya devam ediyor. Son yıllarda Amerika’da vurulan siyahi gençleri düşündüğümüzde, film Amerikan halkının kendileriyle yüzleşmeleri için iyi bir fırsat sunuyor.

ESRA KARATAŞ