Pazartesi , 25 Mayıs 2015
Anasayfa » Kültür ve Sanat » Siz azınlıktan mı yoksa çoğunluktan mısınız?
Siz azınlıktan mı yoksa çoğunluktan mısınız?

Siz azınlıktan mı yoksa çoğunluktan mısınız?

“Hanımefendiler ve beyefendiler Dövüş Gecesi başlıyor! Bu gece bizi seyretmekle kalmayacaksınız. Her şeyin merkezinde sizin sesiniz olacak.’’ diyor sunucu ve Dövüş Gecesi oyunu başlıyor. Sahnedeki kırmızı perde aralanıyor. İkisi kadın üç erkek oyuncu yanyana dizilmiş ellerinde kendilerini temsil eden numaralarla seyirciye gülümsüyorlar. Bu gece 5’i de aynı şeyi istiyor; iktidar olmak! Sizi temsil etmek! Ve hepsi de sizi temsil edecek adayın kendisi olduğuna inanıyor. Bir sürü yalan söyleyecekler, sizin oyunuzu çalmaya çalışacaklar, bazen samimi gelecekler, bazen yalancı ve sizler bazen yorulacak bazense çoşacaksınız. Oyun girişinde elimize küçük bir seçim yapabileceğimiz, üzerinde harfler bulunan bir kumanda veriyorlar. Bu kumanda ile oyunu aslında seyirci olarak biz yönetiyoruz.

SEYİRCİNİN OYLARI OYUNUN KADERİNİ BELİRLİYOR

Sahneye çıkan oyuncular, kendilerini seyirciyi yönetecek aday olarak tanıtıyorlar. Sunucunun başlattığı raundlarla oyunun ilerleyişinde az oyu alan aday oyundan çıkıyor ve sahneyi terk ediyor. Bütün gecenin amacı seyircileri temsil edecek sadece bir aday çıkarmak. Bu oy sisteminde her şey seyircinin tercihine kalıyor. Oyun girişinde verdikleri kumanda ile istediğimiz adaya oy verip onun galip gelmesini sağlıyoruz. Oyun boyunca on üç soru soruyorlar; kendinizi nasıl tanımlarsınız? Adayınızın hangi özelliklere sahip olmasını istersiniz? İnsanları yargılamak size ne ifade ediyor? bunlardan birkaçı. Ve sahne üzerine yerleştirdikleri ekranlarda bize üç seçenek sunuyorlar, a, b ve c. Bunlardan birini tuşluyoruz ve istediğimiz adaya daha çabuk yaklaşıyoruz. Oyun seyirciyi aktif bir konuma alan, oyunun içine dâhil ederken bir yandan da düşünmelerini amaç edinen bir sahnelemeye sahip. Seyirci her şeyin oyun olduğunu biliyor. Bu adaylar ve sunucu tarafından sık sık tekrarlanıyor. Oyun bir dramatik yapıya sahip değil. Bu da alışık olduğumuz izleme deneyimimizden başka bir tecrübe yaşatıyor. Oyun bir hikâye üzerinden ilerlemiyor. Sorular soruluyor ve bu sorular karşısında seçiminizle oyunu yönlendiren sizsiniz!

SEÇİLMİŞ SEÇENİ KATEGORİZE EDİYOR

‘’Modern seçim sisteminin çetrefilli yapısını ve tuzaklarını keşfetmeye çalışan oyun, “Neye göre oy veririz, bizi belli bir adaya oy vermeye iten şey nedir” gibi seçim sürecine dair kritik sorulara cevap arıyor. Seçim sistemini, seçim propagandalarını, iktidarın eril yanını, azınlık ve çoğunluk kelimelerinin nasıl bir ikili karşıtlık ürettiği ve iktidarın bunu nasıl kullandığını oyunda kendi deneyimimizle görüyoruz. Oyundan çıktıktan sonra iktidar olma arzusuyla ‘başa geçmek isteyen kişilerin’ toplum içinde yaşayan insanları nasıl kategorize ettiklerini ve bu kategorilere bizi nasıl inandırdıklarına şahit oluyoruz. Oyunun hizmet ettiği ileti bu oluyor. Dövüş Gecesi, birtakım içselleştirdiğimiz meseleleri sizi de oyun içine alarak görmemizi sağlıyor. Adayların kendisinin bir seçenek olması, bizi temsil edeni seçebilme düşüncesi, seyircinin hayatlarını nasıl istedikleri gibi şekillendirebilecekleri yanılsamasına sevk ettiğini gösteriyor. Azınlıktan mısınız? Çoğunluktan mı? Bunu tekrar üretiyor. Oyuna dâhil olmak eğlenceli fakat hazmetmesi çok zor!

SEFA TOKGÖZ

Etiketler: