
Usul usul bir korku filmi
Daha önce Lars Von Trier’le çalışan Jonas Alexander Arnby, ilk uzun metraj filmi “Hayvan Düşü”nde kaba saba korku filmlerini sevmeyenlere hitap edecek, Danimarka atmosferli bir yapım ortaya koyuyor.
Henüz 20’li yaşlarının ortalarındayken Lars Von Trier’in Dalgaları Aşmak ve Karanlıkta Dans filmlerinin prodüksiyonunda yer almış Jonas Alexander Arnby. Yönetmenin 20 yılı aşkın sektör deneyiminin ardından, gerilim-korku türündeki ilk uzun metraj filmi Hayvan Düşü/ When Animals Dream bu hafta vizyonda. Tonları itibariyle Danimarka’nın havasının egemen olduğu filmde Trier’in ruhunun kol gezdiği söylenebilir.
TOPLUMA KAFA TUTUYOR
Film, içinde bir kurt ruhu taşıyan 16 yaşındaki Marie’nin kimliğine sahip çıkarak topluma ve onun değer yargılarına başkaldırışını anlatıyor. Kahramanımız kadın olunca filmin feminist bir damardan beslendiği söylenebilir, ancak genç kadının karşı çıkışını bireyin toplumun yargılayıcı ve kısıtlayıcı yapısına kafa tutuşu olarak değerlendirmek mümkün. Hayvan Düşü’nün, içinde taşıdığı gizin bütün bir kasabaya sirayet ettiğini ve yönetmenin gerilim yaratmak konusunda başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Bu gizi yüksek sesle dile getirmek yerine usul usul anlatmayı tercih etmiş Arnby. Bunu Marie’nin anne ve babasıyla yaşadığı evin bir tablo hissi veren düzeninde, genç yaşına rağmen hastalığı sebebiyle tekerlekli sandalyeye bağlı yaşayan annesinin kimi zaman yakaladığımız sorgulayan bakışlarında, babasının annesine bakarkenki şefkatli gözlerinde ve fabrikada balık temizlerken, mesai arkadaşlarının kaçamak bakışlarında kolayca görebiliyoruz.
TRIER’DEN NASİBİNİ ALMIŞ
Bu gizin gizemini çözmek isteyen, yaşam belirtisi göremediğimiz kasabada yer yer yaşama sevinci gördüğümüz Marie, yaşamanın coşkusuna kapıldığı gün, aslında kasabada, bizim göremediğimiz ancak hayatın coşkuyla aktığı zamanlar da yaşandığını fark ederiz. Marie’nin Daniel’le cinselliğini yaşadığı ilk gün yaşamaya da karar verdiği gün olur. O öğretilenin ve gördüğünün dışına çıkacak ve tüm topluma arkasını dönecek kudrettedir. Annesi ve babası gibi korkakça bir hayat yaşamamaya o gün karar verir. Yanında onu bırakmayacak babası gibi bir erkek bulur. Marie ve Daniel çiftiyle bir devam filminde tekrar biraraya gelmemiz olası. Korku filmlerinden hazzetmeyenler için Hayvan Düşü kaba saba ve inceliksiz korku filmlerine karşılık, sağlam bir zemine oturan eli ayağı düzgün ve izlenebilir bir yapım olmuş. Filmin başkarakteri Sonia Suhl’un oyunculuğuyla ‘kurt postuna’ pürüzsüz bir şekilde büründüğünü söylemeden geçmeyelim. Jonas Alexander Arnby ise Trier’in topluma karşı sevgisizliğinden nasibini almış görünüyor.
ESRA KARATAŞ