Pazartesi , 1 Haziran 2015
Anasayfa » Manşet » Cemil Çiçek isyan etti: Türkiye’de yargı karikatürlük!
Cemil Çiçek isyan etti: Türkiye’de yargı karikatürlük!

Cemil Çiçek isyan etti: Türkiye’de yargı karikatürlük!

 

7 Haziran’ın ardından TBMM Başkanlığı’nı bırakacak olan Cemil Çiçek, Ergenekon ve Balyoz davalarını örnek gösterip “Ben yaptım oldu, mantığının yargıyı siyasallaştırdığını” söyledi. Çiçek “Yargıyı karikatürize duruma getirmemeli” diyen Çiçek, “Yargı karikatürlük. Genelleme olmasın. Canını dişine takmış ülkenin doğusunda batısında binlerce insan var. Belli sayıda insanın bu türlü keyfi tutumları davranışları sebebiyle o insanların itibarıyla da oynuyoruz. Onlardan özür dilerim. 8 Haziran sabahı herkesin üzerinde en öncelikli kafa yorması gereken konuların başında bu geliyor” ifadelerini kullandı.

 

TBMM Başkanlığı Konutu’nda Milliyet‘in sorularını yanıtlayan Çiçek, şunları kaydetti:

 

 

‘YARGININ KENDİSİ PROBLEM’ 

 

– Yargının kendisi problem haline geldi. Yargı siyasallaşmamalı. Bu ülkenin felaketi olur. Hem içeriden hem dışarıdan kim siyasallaştırırsa en başta yargı olmak üzere bu ülkeye en büyük kötülüğü yapar. Yargı bir siyasetin bir ideolojinin uzantısı da olmamalıdır. Genel kanaat yargının dışarıdan siyasallaştığıdır. Bu çok doğru değil. İçeriden siyasallaşıyor. Yargıda siyasallaşma konuşulurken ‘efendim HSYK’da Adalet Bakanı ve müsteşarının olması’ deniyordu. Varsa yoksa bunun üzerinden dolaştırıldı. Yargı esas içeriden siyasallaşıyor. Çünkü belli ideolojilerin uzantısı olarak kararlar verilmeye başlandığı anda iş çığrından çıkıyor. Geçmişte de demişiz ki, bu ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket yargının siyasallaşmasıdır. Bu benim amentümdür. İster dışarıdan ister içeriden yargı siyasallaşmamalıdır.

 

‘BİR NUMARA DIŞARIDA’

 

– Yargının siyasallaşması çok kötüye gitti. Sebebi ne olursa olsun. İnsanlar hukuka göre, ideolojilerine, saplantılarına, önyargılarına göre karar veriyor. Mesela ‘kimse yargının ağabeyi değildir’ demişim, 15 Ocak 2009’da. Abiler çıkmış şimdi. Kimse yargının ağabeyi değildir. Hukukun lafını ediyorsunuz, acaba gereğini yaptık mı? Yapmadık, yapmıyoruz. En son açıklamayı hatırlayın, tutuklu milletvekilleri konusu. Silbaştan olan Ergenekon, Balyoz gibi önemli davalar. Bununla ilgili kanun çıkardık. Yargının kararlarına saygı duyuyorum, bağlayıcı buluyorum kafama yatmasa da. Ama yargının da kanun koyucunun iradesine saygı duyması lazım. En son adli kontrolle ilgili üst sınırı kaldırdık. Eskiden 3 yıldan daha aşağı sınırı olan cezalarda adli kontrol. Ama yine de önüne gelen tutuklanıyor. Bu sil baştan yaptığımız davalar dahil. O zaman ne olur? Bir sürü hak mahrumiyetleri oluyor. İnsanlar perişan oluyor, aileleri hakeza. Üç sene adam içeride yatıyor sonra diyorsunuz ki ‘afedersiniz’. Şunu hukuken nasıl izah edeceksiniz? İddianamede bir numaralı sanık olarak gösterilen kişi, adli kontrolle serbest ama o tarihte listede ismi geçmiş üsteğmen olan içeride. Bunun hiçbir hukuk mantığıyla alakası yoktur. Yargının siyasallaşması işte budur. ‘Ben yaptım oldu’ mantığıdır.

 

‘YARGI KARİKATÜRLÜK’

 

– Öyle bir noktaya geliyoruz ki, neredeyse idari yargı makamları bile tutuklama, tahliye kararı verecek. Niye ‘ben yargı mensubuyum’ diye. Ya yargıyı, bir ülkeyi karikatürize duruma getirmemeli. Yargı karikatürlük. Genelleme olmasın. Canını dişine takmış ülkenin doğusunda batısında binlerce insan var. Belli sayıda insanın bu türlü keyfi tutumları davranışları sebebiyle o insanların itibarıyla da oynuyoruz. Onlardan özür dilerim. 8 Haziran sabahı herkesin üzerinde en öncelikli kafa yorması gereken konuların başında bu geliyor.

 

‘HER HALTIN FATURASI ÇİÇEK’E’

 

– Canımızı dişimize takmışız Türkiye’yi dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz. Bir mahkeme kararı bizi perişan ediyor. Bunu Orhan Pamuk davasında yaşadık, hukuk rezaletini. Bir anda öyle bir çıkmaza soktular ki artık o ana kadar yaptığınız reformlar bir kenara, fatura Cemil Çiçek’e çıktı. Haltı yiyen başkası faturayı yüklenen ben. Ben de bunu kabul etmiyorum.

 

MİLLİYET

Etiketler: