
Ateistlerin inanç hürriyetini savunmak
Ateistlerin inanç hürriyetini yaralayan uygulamalara dindarların da itiraz etmesi demokrasinin gereğidir. Ateizm derneğinin web sitesine erişimin engellenmesi din ve ifade hürriyetinin engellenmesidir. İnsanların inanmama hürriyeti, inanma hürriyetlerinin bir parçasıdır. Dinde zorlama yahut dinde zorbalık yapanlar, iman değil en fazla riyakârlık üretirler. İstibdad, kâfiri münafıklığa, Müslümanı da riyakârlığa teşvik eder. İnançlarına katılmadığımız ateist vatandaşlarımızın da inanç hürriyetini güvence altına almak demokratik olgunluğun bir yansımasıdır. Hakaret ve nefret söylemleri ise hangi cenahtan gelirse gelsin bahsimizden hariçtir.
Dindar, inancını neşretme hürriyetine sahip olduğu gibi dinsiz de aynı hürriyete sahip olmalıdır. Bu sadece demokratik bir gereklilik değil, aynı zamanda dinî bir gerekliliktir. Çünkü iman ancak iman etmeyebilenin edebildiği bir şeydir. Allah’ın yokluğunu tasavvur edemeden, Allah’ın varlığını tasavvur etmek mümkün değildir. Hürriyet olmadan hakiki bir inanç mümkün olmadığı içindir ki Allah insandan imanı talep etmeden önce insana hürriyeti vermiştir.
Hıristiyan misyonerliğinin bir suç sayıldığı ve hattâ öylelerin katledildiği bir despot devlet geleneğinden bahsediyoruz. Hatta misyonerliği milli tehdit olarak dile getiren kurumların başında Genelkurmay ve laikler geliyordu. Almanya’da açılan, bir kısmı kiliseden camiye çevrilmiş camilerin çokluğuyla iftihar eden kimi dindarlar, iş Türkiye’deki Ermenilerin, Almanların yahut genel olarak Hıristiyanların kiliselerine gelince birden militan kesilir, karşı çıkarlardı.
Din hürriyeti konusunda ikiyüzlü olduğumuz gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Evet, son dönemde kayda değer önemli adımlar atılmakla birlikte, inanç hürriyetini yeterince takdir ettiğimiz söylenemez.
Batıda İslam fobisi hakkında kestiğimiz ahkamın onda birini içimizde özenle besleyip büyüttüğümüz ve siyasi rantını devşirdiğimiz Hıristiyan-fobisi yahut Yahudi-fobisi hakkında dile getirmiyoruz. Medeniyet ve saygı karşılıklılık esasına dayanır. Sana yapılmasını istemediğin şeyi, sen de başkasına yapmamalısın. Bazı şeyler de vardır ki başkası sana yapsa da sen ona yapamazsın.
North Carolina’daki İslamofobik cinayetleri protestodaki haşinliğin ve istekliliğin zekâtını bile, New York’taki devlet okullarında Ramazan ve Kurban Bayramlarının resmî bayram olarak kabul edilmesindeki demokratik medeniyeti takdir için vermiyoruz.
Hâlbuki İslam eğer hak din ise onun bizim taassubumuza ihtiyacının olmaması lazım. İslam bizim dinimiz olmaktan ziyade biz onun inananları isek (ki insan hak bildiğine inanır) o zaman İslam bizden daha güçlü olmak zorundadır.
Evet, devletin görevi vatandaşlarına zorla din dersi vermek değil, her vatandaşın istediği dinin dersini alabilir olacağı bir hürriyet ortamını temin etmektir. Misyonerlerle mücadele mi etmek istiyorsun, o halde İslamiyetin fikrî ve ahlakî üstünlüğünü sözlerinle ve fiillerinle ortaya koy. Ateizmin yanlış olduğuna inanıyorsan, ateizmden korkma. Ateizm senden korksun. Çünkü yanlış olan doğrudan korkar ve korkmalı. Doğru olanın ise korkacak bir şeyi olmamalı. Zira, “bir dane-yi hakikat bir batman yalanı yakar”.
***
Adil bir hukuk yerine güçlünün hukuku anlayışı hâkim kaldıkça, medyada her dönemin içeri giren mensupları ve kullanışlı unsurları olacaktır. Medyanın siyasetin elinde pervasız bir silaha dönüştürüldüğü böyle pespaye bir dönem için bile Mehmet Baransu’nun tutuklanması yanlıştır. Gazeteciliğin bu kadar kolay suç hâline getirilmesi, ifade ve bilgi edinme özgürlükleri açısından da tehlikeli bir yönelimdir.
Twitter: @mucahitbilici
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: