Cumartesi , 30 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Adaletsizliğin yansımaları
Adaletsizliğin yansımaları

Adaletsizliğin yansımaları

 

Adalet dairesi geleneğinden gelen bir ülkenin bir türlü adaleti tesis edememiş olması ve her fırsatta hukuka dair tartışmaları yaşamaya devam etmesi dikkat çekicidir. Ülkemizde Cumhuriyet sonrası modern anlamda hukuka dair gelişmeler olmasına rağmen ne yazık ki bir türlü tüm ülkeyi kapsayacak düzenlemeleri tam anlamıyla hayata geçiremedik. Gücü elinde tutanların hukuka yönelik düzenlemeleri ile süren bir hayatı yaşamak zorunda bırakıldık. Demokrasi tarihimizin her on yılda bir kesintiye uğratılması ve 2015 yılına gelmiş olmamıza rağmen halen sivil bir anayasa yapamamış olmamız da durumun ne kadar iç karartıcı olduğunu göstermektedir. Darbe anayasaları ile işbaşına gelen sözde sivil iktidarların, yaşadığımız bu garabeti ortadan kaldırmak yerine her fırsatta bunu kendileri için kullanma eğilimi içerisinde olmaları kadar, seçimlerde onlara bu hakkı veren bizlerin de bu yaşananlarda büyük katkısı bulunmaktadır. Siyasetin sınıfsal temeller üzerine yükselmediği ve siyasal iktidarda bulunmanın rant kapısına yakın olarak algılandığı ülkelerde, adalet kelimesine yüklenilen anlamın içeriği de değişir. Hak, hukuk ve hakkaniyet yerini çıkarlara bırakmak suretiyle toplumsal değerlerin içeriğinin boşal(tıl)masına imkân sağlar. Böylesi yapılarda her iktidar dönemi kendi zenginlerini ve adamlarını yarattığı için de bir türlü tüm ülkeyi ilgilendiren ve evrensel kuralların olduğu bir hukuk nosyonu hayata geçmez. Çünkü herkes kendi çıkarları üzerinden iktidardan nemalanmaya ve bunu korumak suretiyle de hayatını sürdürmeye devam etmektedir. Adaletin herkesi kapsayacak bir biçimde tesis edilemediğinde bireylerin her biri bundan farklı biçimlerde olmakla birlikte etkilenecektir. Demokratik değer ve yönetime olan inancın azalmasının arkasında da hiç kuşkusuz adalete duyulan güvenin aşınmasının önemli bir etkisi bulunmaktadır. Adaletin olmadığı yerde kurumların sağlıklı bir biçimde işleyebilmeleri ve daha güvenli, huzurlu ve kendisiyle barışık bir ülke oluşturmada katkıda bulunabilmeleri mümkün olmamaktadır. Ne ilginçtir ki böylesi ülkeler de ağızlardan sürekli olarak adalet, hak, hukuk kelimeleri dökülür. Bu kelimelerin bu kadar dolaşıma sokuluyor olması aslında içeriğinin ne kadar boşaltılmış olduğunun da bir göstergesidir.

 

Türkiye’de spor sahalarında adaletsizliğin/ eşitsizliğin en net biçimde işlediği alan hiç kuşkusuz futboldur. Futbol sahalarının turnusol kâğıdı olma özelliğini Süper Lig karşılaşmalarında büyük takımlara uygulanan daha eşit koşullarda gözlemleyebilirsiniz. Böylesi bir ortam daha başından itibaren “bazılarının daha eşit” olduğu bir yapının oluşmasına ve sonuçların belli olduğu bir ligin her yıl tekrarlanmasına yol açmaktadır. Eğer bu ligde mücadele eden takımların her birisi ligin lideri olarak yarışı sürdürmelerine rağmen “şampiyon olmak istiyoruz” bile demekten imtina ediyorlarsa yanlış giden bir şeyler vardır. Adaletin olmaması ise hiç kuşkusuz ülke futbolunun bir türlü Avrupa’da ve dünyada istenilen yere ulaşamamasında da etkili olmaktadır. Çünkü daha başından itibaren koruyup, kollanan ekiplerin oyuncularının, yurtdışı mücadelelerinde de bilinçaltlarında aynı anlayışı beklemeleri kaçınılmaz olmaktadır. Verilen kolay penaltılar, çalınan ucuz fauller, kartlar vb. gibi uygulamaların getirisi içe dönük ve adeta keçiboynuzu tadında gerçekleşen bir süper lig mücadelesidir. Bunu sürekli olarak pompalayan bir medya formatını da eklediğinizde adeta bir televizyon prodüksiyonuna dönüşen ve bu doğrultuda gelişen bir lig mücadelesi görürsünüz. Futbolla kıyaslandığında çok daha farklı bir anlayışın egemen olduğu voleybol ve basketbol da takımlarımızın hem kadınlar hem de erkekler düzeyinde yurtdışında çok daha başarılı olmalarının arkasında daha hakkaniyetli bir yapılanmanın yansımaları bulunmaktadır. Adaletsizlik üzerine yükselen bütün yapılar hem kendilerini hem içinde bulundukları toplumsal bütünü tehdit etmekle kalmazlar aynı zamanda yarattıkları yanılsamalarla onulmaz yaraların açılmasına da neden olurlar.

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Ahmet Talimciler

Ahmet Talimciler