Pazartesi , 1 Haziran 2015
Anasayfa » Yazarlar » AKP nomenklaturası
AKP nomenklaturası

AKP nomenklaturası

LATİNCE kökenli nomenklatura kelimesi sıra, hiyerarşi, endeks gibi anlamlar taşır.

 

Özellikle de biyolojide, daha doğrusu sözkonusu bilimin canlıları aşağıdan yukarıya doğru tasnif eden taksinomi branşında kullanılır.

 

Fakat kelime zaman içinde anlam kaymasına uğradı ve sosyal bilimleri de kapsar oldu.

 

***

 

SÖZCÜĞE lügatte yerleşiklik kazandıran kişi Sovyet muhalif Mikhaïl Voslenski’dir.

 

Onlar daha müteveffa olmadan Nomenklatura başlığıyla kaleme alınan bir eserde, SSCB ve eski komünist rejimleri inceleyerek sözkonusu sosyolojik kesimi örneklerle somutlaştırmıştı.

 

Mesela sekiz silindirli ve alesta şoförlü ZİL limuzinlerinden inmeyen; tatillerini kâh Moskova banliyösündeki, kâh Kırım sahilindeki kışlık ve yazlık sayfiye datçalarında geçiren; Bolşoy Balesi prömiyerlerinde daima ilk koltuklara oturan; lüks ve ithal mal alışverişlerini sıradan fanilerin adım atamadığı özel mağazalarda yapan ve kademe kademe de kolhoz müfettişlerinden fabrika müdürlerine, oradan parti bölge parti sekreterlerine, ardından Merkez Komitesi mensuplarına ve nihayet Politbüro üyelerine uzanan ayrıcalıklı yoldaşları sıralar.

 

İşte bu kitaptan itibaren, daha önce ora halkları tarafından ve mecazî şekilde aparatçik olarak nitelenen yukarıdaki komünist kesim bilgiç bir nomanklatura terimiyle donanmış oldu.

 

Fakat aslına bakarsanız büyük Yugoslav entelektüel ve eski Bolşevik “dönek” (!) Milovan Cilas tüm bunları Sovyet muhaliften çok önce, ta ellili yıllarda kaleme almıştı.

 

Tek fark onun nomenklatura yerine “Yeni Sınıf” ifadesini kullanmış olmasıdır.

 

***

 

ÜLKEMİZ tabii ki ne müteveffa Sovyetler Birliği, ne de bugünkü Kuzey Kore…

 

Ama AKP iktidarının oturaklaşmasıyla birlikte Türkiye’de de bir nomenklatura doğdu.

 

İktisadi açıdan hükümet partisinin nemalandırdığı ve gerek varlığını, gerekse de varlık devamlılığını ona medyun olan yarı-oligarşik bir kalantor sınıfından söz ediyorum.

 

Biraz altında da, yine kademe kademe, daha küçük aparatçikler kitlesi oluşturuldu.

 

Artık ayyuka çıkan yolsuzluklar, kayırmalar, rüşvetler, ihaleler, atamalar sayesinde de, eskisinden haydi haydi farklı olan bu sosyo-ekonomik hiyerarşi kendi temelini pekiştirdi.

 

Durumu sırf sermayenin el değiştirmesi, Anadolu kaplanlarının yükselmesi veya periferinin merkeze bastırması gibi son on yirmi yıldır öne çıkan formülere indirgeyemeyiz…

 

Artı, bal tutan parmağını yalar deyimini kullandıktan sonra da sanki öncekiler yapmamış mıydı diyerek durumun vahametini hafifletmeye çalışamayız.

 

***

 

DOĞRU, bunların hepsi az çok devreye giriyor. Geçmiş dönemler de pirüpak değildi!

 

Ancak Türkiye’deki yeni ayrıcalıklı sınıfın yegâne sebeb-i hikmeti tıpkı eski komünist nomenklatura gibi iktidar partisidir! Dolayısıyla da kaderini ona bağlamak zorundadır!

 

Velev ki AKP Sovyet tarzı siyasi totalitarizmle ve iktisadi devletçilikle özdeşleşmesin.

 

Yukarıdaki kesim hem çıkar yitirmemek kaygısıyla, hem de demokrasi kültürüne olan lâkaytsızlığıyla, aynı AKP’nin politik otoritarizm ve ulufeci kapitalizm rotasına çoktan fittir.

 

İkisi arasında diyalektik bağ vardır ve artık biri olmadan diğeri de olamaz.

 

Eh, bir yandan mülkiyeti kaşla göz arasında edinilmiş Boğaz manzaralı villalar, dört çarpı dört çekişli cipler, sinye kadranlı saatler… Diğer yandan ise bedava düzenlenmiş umreler, parti kartıyla istihdam edilmiş kadrolar, arsası sebil niyetine kapatılmış inşaatlar…

 

Yeni sınıfın ve aparatçiklerin bunlardan kolay vazgeçeceğini sanmak da saflık olur!

 

O hâlde yazıya komünist örnekten başladığım için bari yine Marksist lügatle bitireyim.

 

AKP iktidarının nomenklaturası iktisaden bir altyapı, ruhen de bir üstyapı bütünlüğü üzerinde oturuyor ama da o da tıpkı SSCB ve akranları gibi göründüğü kadar sağlam değildir!

 

Nedenlerinin açıklamasını bir başka yazıya bırakıyorum.

 

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Hadi Uluengin

Hadi Uluengin