Pazartesi , 6 Nisan 2015
Anasayfa » Yazarlar » Alo, Fair, orada mısın!
Alo, Fair, orada mısın!

Alo, Fair, orada mısın!

Hemen her şeyiyle yerelliğinden ve özgünlüğünden bir şey kaybetmeyen ligimize kocaman bir maşallah… Başkanların hakemleri aradığı, yetmeyip takımın taktiklerine karıştığı, hiçbirini yapamayanların ise televizyon programına katıldığı tepeden tırnağa Türk aklıyla yönetilen futbolumuz saha içinde de coğrafi kimliğinden bir şey kaybetmedi. Her işini son âna bırakmayı seven halkın takımları köklerine sadık kaldı. Bursaspor 90, Beşiktaş ve Galatasaray 87. dakikalarda buldukları gollerle galip gelirken haftaya lider giren Fenerbahçe sezonun en iyi futbolunu oynadığı maçta Trabzonspor’la berabere kaldı. Hem de öyle bir beraberlik ki gol atamayacağına en ikna edici davranışla bunu yaptı. Maç boyunca sahanın her yerinden gol kaçıran sarı-lacivertliler en son kale çizgisinin üzerinden de kaçırarak maçı tamamladı. Bu beraberliğin kazananı şüphesiz maç öncesi hakem Bülent Yıldırım’ı arayan, maç sonu ise “Arayınca iyi yönetiyorlar bundan sonra her hafta arayacağım” hoyratlığında bulunan İbrahim Hacıosmanoğlu oldu.

 

MELANKOLİ

Fenerbahçe lider girdiği haftayı dramatik şekilde ikinci sırada bitirdi. Kusursuza yakın bir futbol sergileyen sarı-lacivertlilerin 90 dakikadan gol çıkaramamaları iki şeyle açıklanabilir:

Metafiziksever ya da inançlıysanız: Allah’ın takdiri.

Futbolsever ya da meraklıysanız: Formsuzdan öte forvetleri.

O kadar komik goller kaçırdı ki Fenerbahçe, konuk ettiği ve sahadan sildiğini düşündüğü Trabzonspor’un atabileceği bir golle travma yaşayabilirdi. Maçtan iki takım da hasarsız ve kazançsız ayrıldı. Fenerbahçe oynadığı futbolla özgüvenini artırırken sezonun kalanında bir forvetinin formunu yükseltmesi hâlinde şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu da ilan etti.

 

RİZE NEDEN GERDİNDİ?

Beşiktaş, Rizespor deplasmanında hayli zorlandı. Fizik kapasitesiyle pek çok takımın ilerisinde olan siyah-beyazlılar hücumda aceleci ve organizasyon kesintili ataklar yapıyor. Bu da skorun gecikmesine ve sinirlerin gerilmesine yol açıyor. Sinir gerilmesi demişken… Rizespor anlamsız bir gerginlikle maçı tamamladı. Oyun içinde olmayan iki kırmızı kartla eksik kalan Karadeniz ekibi bir de penaltı yaptırarak sandalyesine kendisi vurdu. Elbette maç kaybetmek üzücü ama küfürden ve ötesi sertliğin adam öldürmeye teşebbüs sayılacağı bir faulle oyundan atılmalar anlaşılır değildi. Beşiktaş büyük stres altında liderlik koltuğuna otururken ligin kalanı için soru işaretlerini yanına almayı da unutmadı.

Galatasaray’da bir tuhaflık var. İsteksiz değiller. Hattâ fazla istekleri var. Ama gönüllerinin istediği sahada görünmüyor. Koşmuyorlar. Fizik olarak yetersizler. Dağınık ve organizasyonsuzlar. Eskişehir deplasmanında fark yiyebilecek kadar pozisyon veren Galatasaray’ın sahadan galip ayrılması her 76 yılda bir görülen Halley kuyrukluyıldızı kadar ender nitelikteydi.

Bursaspor bıraktığımız gibi. İyi oynuyorlar. Tempolu baskılı arzulular. Şenol Güneş’in öğrencileri adım adım zirveye yürürken aradaki puan farkı için sezon başına bakıp iç çekiyordur. Gençlerbirliği önündeki futbolun yarısını sezon başında oynasalardı şu an ligin zirvesi bu kadar 34 plakalı olmazdı.

Ligin kalanı için tablo belirginleşmeye başladı. 9. sıradaki Kasımpaşa ile 16. sıradaki Rizespor arasında iki galibiyetlik fark var. Aradaki takımlardan en fazla iki ekibin parlayacağı hesabıyla ligin dibi erken alev aldı diyebiliriz. Bu tablo ligin zirvesini de huzurlu bırakmayacak. 19. hafta itibariyle artık hiçbir maç rahat olmayacak.

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Hakkında Burak Kılıç

Burak Kılıç