Galatasaray’la üç ay önce adı çıkan, Trabzonspor ve Beşiktaş’ın iki aydır ilgilendiği, son bir aydır ise peşinden koştuğu Tolgay Arslan. 24 yaşını bitiren, bu sezon Hamburg’da 13 maçta oynayan, gol atmayıp iki asist yapan, orta sahanın gerisi- önü bazen de ilerisinde oynayan bir futbolcu. Peki, iki kulüp neden birbirine düştü? Bu transferi basın üç aydır yazıyor. Menajeri basındaki tanıdıklarını devreye sokarak önce haberler hazırlattı “dünya yıldızı” diye, ardından yöneticilerin kulağına su kaçırıldı. Sonrası mı? Bilinen hikâye. Vizyonsuz yöneticiler günlük hırslarla kadrolarında ihtiyacı bulunmayan, bulunuyor gibi görünse de mevkidaşlarından fazla artısı olmayan, takımın kalitesini artırmayacak bir transfer daha kovalıyor. Bir menajerlik başarısı olan Tolgay transferinin kazananları oyuncu, menajeri ve babasıdır. Ne Beşiktaş kazanan ne Trabzonspor. Kaybeden- kazanan yok. Ama hikâyenin özünde vizyonsuzluktan aşikârı da yok. Akıllanmak yok. Amma Süppperrr bir Lig var.
FENER’İ YAKTI
Fenerbahçe, Kasımpaşa deplasmanında oynadığı futbolla ligin favorisi olarak gösterilmesinin altını doldurdu. Kadrosundaki cv’li oyuncularının, iyi dönemlerinden kesitler sunması hâlinde bu ligin ne kadar üzerinde kalitede olduklarını gösterdiler. Bu performansını sürdürmesi hâlinde ise ligi sürklase etmesi kaçınılmaz sarı-lacivertlilerin. Bir paragraf ise Passolig’e. İnadından maça gitmeyerek direnen, gidenleri ise Ali İsmail Korkmaz’ı Kasımpaşa’da bile anacak kadar yürekli taraftarlara selam olsun. İnadınıza, keçiliğinize selam olsun!
SAKATLIK DA OLSA YILMAZ!
Galatasaray’ın çok eksiği var. Savunması gedikli. En önemli golcüsü Burak Yılmaz sakat, yarı iyileşmiş. Rizespor’u konuk ediyor sarı-kırmızılılar. 2-0 önde iken dakika 80 iken alternatifsiz yarı sakat golcüsü oyuna giriyor. İki dakika sonra ise sakatlığı nüksedip çıkıyor. Açıklaması ise Burak Yılmaz’dan: “Çok ısrar ettim hocama. O da beni kıramadı.” Profesyonelleşmeyi de bir kenara bırakın. Bu kadar amatörce davranılır mı? Sakat adalesinin kopması, iki ay oynamaması, yani sekiz maçı en büyük golcüsünden yoksun geçirmesi demek. Galatasaray’ın otoriteye, disipline ve ciddiyete ihtiyacı var.
DEMBA BA KANATLANDIRIR!
Beşiktaş’ın elinde imdat freni var. Demba Ba bir şekilde siyah-beyazlılara üç puanı getiriyor. Beşiktaş iyi oynamasa bile Senegalli’nin bitiriciliğiyle sonuca ulaşıyor. Orta sahanın yaratıcılığındaki düşüşü her ne kadar Demba Ba amorti etse de Liverpool maçları öncesi orta sahanın dinamizmine ihtiyaçları olacak. Gençlerbirliği deplasmanında Demba Ba’nın çabasıyla gülen Beşiktaş’ın eski hırsına ve mücadelesine geri dönmesi bu sezonun altın yıllarından biri olmasını sağlayacak.
Trabzonspor’da ise ciddi plansızlık var. Kadro dışı bırakılan oyuncular kenarda unutulurken, anlamsız bir hırsla transfere saldırıyorlar. Zengin kadrolarının hakkı olan oyun için Halilhodzic’e zaman tanımayan Trabzonspor yönetimi, Yanal’a bu süreyi tanımalı. Sivasspor’u üç golle geçen Fırtına’da dağınık futbol gözle görünürken ara sıra yükselen temponun sürekliliğini artırması başarının geleceğini tescilleyecek.
BURSA’YI İZLEYİN İZLETTİRİN
Bursaspor ilk yarının ortalarında başladığı kaliteli oyununu sezonun ikinci yarısında da sürdürmeye kararlı. Konyaspor deplasmanında Aykut Kocaman’ın arzulu takımına karşı yüksek tempoda akıcı oynamayı başaran Şenol Güneş’in öğrencileri üç puana inadıyla ulaştı. Yeşil-beyazlılar ise geç gelen formuyla kaybettiği puanlara pişman olmalı. Çünkü bu futbollarının hakkı zirve potası.
Haftanın en iyi takımı ise Gaziantepspor olmalı. Büyük istekle çıktıkları sahayı Balıkesirspor’a dar ettiler. O kadar çok hücum ettiler ki Balıkesirspor’u mucizeler bile kurtaramadı.
Ligde uzun zamandır Anadolu takımları büyük kulüplerden daha iyi oynuyor. Onları izlemek ise daha fazla keyif veriyor. Daha iyi maçlar dileğiyle.
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: