Pazartesi , 25 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Birlikteliğin baş mimarı ‘Union 22’
Birlikteliğin baş mimarı ‘Union 22’

Birlikteliğin baş mimarı ‘Union 22’

 

Nişantaşı’nın popüler mekânları arasındaki yerini hızla alan “Union 22” uzun zamandır dikkatimi çekiyor ve doğal olarak da öncelikli ziyaret edilecekler listemin ön sıralarında yer alıyordu. Son dönemde mönüsünü başarılı şefi Hatip Karakuş’un dokunuşlarıyla yenilediğini duydum ve işin doğrusu merakım daha da arttı. Geçen hafta sonu havaların düzelmesini de fırsat bilerek kendimi Nişantaşı’nın ara sokaklarına attım. Şakayık Sokak baharın tüm güzelliklerini yansıtıyordu. Kendimi bu büyülü atmosfere bırakınca ayaklarım beni doğruca “Union 22”ye götürdü. Bunun iyi bir fırsat olduğunu düşünerek kapısından içeriye girdim. Farklı konsepti ve dekorasyonu hakkında çok şey duymuştum. Gerçekten oldukça sıradışı ama bir o kadar da kendinizi rahat hissedebildiğiniz bir mekân olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Özellikle giriş bölümündeki açık alanın sıcak yaz günlerinde Nişantaşı’nda adeta bir vaha olacağını düşünüyorum. Dikkatimi çeken bir başka nokta ise belirli aralıklarla farklı markaların konsept ürünlerinin sergilendiği ve alışverişte yapabileceğiniz “Pop-Up” mağaza oldu. Alışılagelmedik bir tarza sahip olan “Union 22” adının nereden geldiğini de merak etmedim dersem yalan olur. Araştırdığımda ise birliktelik, beraberlik, kenetlenmek, el ele tutuşmak ve toplanmak anlamına gelen “Union” ile mistik numerolojide sayıların “Baş Mimarı” olarak geçen ve sayılar içerisinde en güçlü olarak kabul edilen “22” sayısının birleşimi olduğunu öğrendim.

Union 22”yi tanımaya başlayınca mönüsünde yer alan lezzetleri her geçen dakika biraz daha fazla merak etmeye başladım. Zira pek çok dostumdan pazı sarmasının methini fazlasıyla duymuştum. Merak ettiğim tüm soruların cevabını bu keyifli ziyaretimde bana eşlik eden Executive Chef Hatip Karakuş verdi. Yemeklerle ilgili düşüncelerime geçmeden önce Hatip Bey ile yaptığımız keyifli sohbetten bazı notları sizlerle paylaşmak istiyorum. “Union 22”nin mönüsü en genel tanımıyla geleneksel Türk mutfağının modern yorumuyla yaratılan lezzetlerden oluşuyormuş. Hatip Bey yarattığı bu mönüde basit ve bilindik tarifleri, bilinmedik lezzetlerle kavuşturduğunu ve ortaya çıkardığı tabakları salaş ama şık bir şekilde misafirleriyle buluşturduğunu belirtti.

Gelelim bu sıra dışı mönü de benim denediğim lezzetlere…

Servis geleneksel bir lezzet olan “Tarhana Çorbası” ile başladı. Alışık olduklarıma göre daha sulu olan tarhana çorbasının lezzetini, olması gerektiği çizgide bulduğumu söyleyebilirim.

Çorbanın ardından methini çok duyduğum “Pazı Dolması” masadaki yerini aldı. İlk lokmayı ağzıma attığımda duyduklarımın az bile kaldığını düşündüğümü itiraf etmeliyim. Özellikle dolmanın harcını çok beğendim. Ama birlikte servis edildiği krema sosun bu dolmaya inanılmaz yakıştığını da özellikle vurgulamak istiyorum. Dolmanın ardından Hatip Bey’in iddialı olduğu lezzetlerden “Füme Etli Hamburger” ile “Çıtır Mantı” servis edildi. Hamburgerin köftesi tam benim sevdiğim kıvamda ve sulu sulu pişirilmişti. Ancak ben füme etin tadının köftenin önüne geçmesini pek sevmiyorum. O nedenle köftesi bu kadar güzel pişirilen hamburgeri tercih edersem füme etsiz olarak sipariş veririm. Ama çıtır mantıyı çok beğendim. Özellikle yaz aylarında sossuz ve yoğurtsuz olarak yediğinizde bira ile inanılmaz uyumlu olacağını düşünüyorum. Hatip Bey ana yemek olarak “Pirzola Bunu Beğendi”yi denememi istedi. Patlıcan beğendi ile servis edilen tam kıvamında pişirilmiş pirzolayı ben de beğendim. Bu kadar yemeğin üzerine finali “Union 22”nin iddialı lezzetlerinden “Ev Yapımı Ravioli” ile yaptım. Ispanaklı raviolinin pişirilme kıvamını ideale yakın bulmama rağmen sosunu çok fazla yakıştıramadım.

Union 22”nin açık alanında keyif kahvemi içerken bir kişinin alkol hariç ortalama 50-60 TL ödeyerek bu özel lezzetleri tadabileceğini Hatip Bey’den öğrendim.

Adres: Şakayık Sok. No: 19 Nişantaşı- İstanbul

(Tel: 0212 234 01 23)

(www.union22.net)

 

***

 

İki tek baklava atsak…

 

Barda baklava olur mu, sorusunun cevabı bence çok net: “Olmaz!

Ama baklava barı olur mu, sorusunun cevabı o kadar net değil, çünkü “Olmuş”…

Hem de bence konseptine en uygun yerde, Nişantaşı’nın en sevdiğim sokağı Şakayık’ta Şubat ayında açılmış “Pare Baklava Bar”…

İsmini duyunca insanın aklına “Hadi gidip iki tek baklava atalım” demek geliyor.

Biraz klişe biliyorum. Ama adını duyunca da aklıma ilk olarak bu cümle geliyor.

Adını en son duyduğumda da artık yapacak bir şey yok gidip iki tek baklava atmak lazım dedim.

Ancak gidince maalesef iki tek baklava ile duramadım. Ne yapayım gerçekten çok lezzetli ürünleri var ve insan yemeden duramıyor. Oldum olası Antep Mutfağı’nı seven biri olarak kapısından içeri girdiğimde burnuma gelen ve methini önceden çok duyduğum mis gibi tereyağlı “Su Böreği” ilk tercihim oldu. Biraz yağlı bulmama rağmen Antep peyniriyle yapılmış su böreği beni adeta Nişantaşı’ndan alıp Gaziantep’e götürdü. “Pare”nin kurucularından olan Şeyda Şerbetçi kendinden böylesine geçen beni görünce uzun sürecek bir lezzet yolculuğuna hazır olmam konusunda uyardı. Söylediğinde haklı çıktığını, ama beni sadece bir lezzet yolculuğuna değil beraberinde bir de kültür yolculuğuna çıkardığını belirtmek istiyorum. “Pare”de Antep’e has birbirinden lezzetli ve özel pek çok lezzet denedim. “Narlı Lokum”un baş döndürücü bir lezzet olduğunu düşünüyorum. Benim yaş grubumdaki Anteplilerin yakından tanıdığı, kâğıda sarılı olarak satıldığı için adı “Kâğıt Helva” olarak da bilinen “Fıstıklı Helva” damağımda ilginç bir lezzet fırtınası estirdi. Tam bu fırtınanın etkisi geçiyor derken muska şeklinde içi ceviz dolu üzüm pestilini tadınca adeta kendimden geçtim. Dedim ya daha baklavaya gelmeden Nişantaşı ile Gaziantep arasında birçok kez gel git yaşamış oldum. Bu eşsiz lezzetlerin yanında Antep’in meşhur ve şifalı “Zahter Çayı”nı da içmeyi ihmal etmedim tabii ki.

Gelelim “Pare”nin tatlı çeşitlerine; beni en fazla etkileyen “Havuç Dilimi” ve “Fıstıklı Dolama” oldu. Ama “Kare Baklava” ve “Şöbiyet”in de benden geçer not aldığını bilmenizi istiyorum. Şeyda Hanım baklava yemenin de bir adabı olduğunu ve bunu öğretebilmek için çok çaba harcadıklarını söyledi. Ben de tabii ki merakımı yenmek için baklava yemenin adabı nasıl oluyor, diye soramadan edemedim. Şeyda Hanım baklavayı ters çevirip tek lokma olarak ağza attıktan sonra damak ile dil arasında ezerek yemek gerektiğini söyledi. Ben de bu şekilde yapmayı denedim ve baklavanın tabanının üst damağımda bıraktığı lezzete hayran kaldım. Size de denemdiyseniz tavsiye ederim. Bu ziyaretimde son olarak “Pare”nin mahlepli anasonluKahke”si ve susamlı, leblebili, sakızlıHelva”sını da meşhur demirhindi şerbeti eşliğinde denedim. Bu üçlü arasında en fazla demirhindi şerbetini beğendim. Yazacak pek çok farklı lezzetleri var ama ben sadece denediklerimle ilgili yorumlarımı Size aktarmaya çalıştım. Ancak yazımın sonunda methini damağına güvendiğim dostlarımdan duyduğum kahvaltılarını en kısa sürede denemeye geleceğimi özellikle belirtmek istiyorum. Son bir not fiyat kalite performansı gerçekten oldukça makul düzeyde…

Adres: Şakayık Sok. No: 32 Nişantaşı- İstanbul

(Tel: 0212 988 15 46)

(www.parebaklava.com)

 

***

 

GEZİyorum/ GİRESUN

 

Son seyahatimde de Karadeniz’in en keyifli şehirlerinden olduğunu düşündüğüm Giresun’da kısa bir mola verdim.

» Öğle saatlerinde geldiğim Giresun’da her zaman yaptığım gibi doğruca “Deniz Lokantası”na gittim. 1953 yılından beri hizmet veren Deniz Lokantası hafızamda döneri ile yer etmiş bir işletmedir. O nedenle yine döner siparişi verdim. Uzun zamandır gelmediğim Deniz Lokantası’nın dönerini bu sefer eskiye oranla oldukça yağlı buldum. Ayrıca dönerin lezzetini de damağımda kalan o eski lezzetten oldukça uzak bulduğumu söylemek istiyorum. Dönerde yaşadığım bu hayal kırıklığı üzerine bir de kuru fasulyeyi denemek istedim. Maalesef o da çizginin oldukça altında kaldı. Bu seyahatimde şansımı daha fazla zorlamak istemediğim için hesabı isteyerek Deniz Lokantası’ndan ayrıldım.

» Rotamı her geldiğimde mutlaka uğradığım Giresun’un meşhur “Sütlü Kadayıf Tatlıcısı” “Mustafa Patar”a çevirdim. Her zaman olduğu gibi yine hıncahınç doluydu. İçeri girip kendime duvar dibinde bir yer bulduktan sonra fındıklı ve fındık ezmeli sütlü kadayıf çeşitlerinden birer dilim sipariş verdim. Fındık ezmeli olan kadayıfı biraz daha ağır olmasına rağmen kesinlikle benim damak tadıma çok daha uygun diye düşünüyorum. Gerçi fındıklı olan kadayıfı yerken de büyük keyif alıyorum ama bana göre fındık ezmeli olan versiyonu çok başarılı. Bu arada ben çok tercih etmesem de her iki kadayıfın dondurmalı olarak da servis edildiğini belirtmekte yarar görüyorum. Büyük bir iştahla kadayıflarımı yedikten sonra bir önceki lezzet durağında yaşadığım mutsuzluğu üzerimden atarak yeniden yola koyularak Giresun’dan ayrıldım.

 

***

 

7 ÖNERİ / 7 yorum

 

» ÖNERİ: Mezedaki- Bebek/ İSTANBUL

yorum: Ermeni ve Rum usulü yaprak sarma ile topik mutlak denenmeli.

» ÖNERİ: Adnan’ın Yeri- Beşiktaş/ İSTANBUL

yorum: İstanbul usulü olsa da kumrusu başarılı.

» ÖNERİ: Baylan Pastanesi- Bebek/ İSTANBUL

yorum: Tüm lezzetleri bir yana “Kup Griye” bir yana.

» ÖNERİ: Ali Usta- Moda/ İSTANBUL

yorum: Karamel, badem ve cevizli favori lezzetlerim.

» ÖNERİ: Rüştü’nün Fırını- TRABZON

yorum: Peynirli ve kıymalı pidesi oldukça lezzetli.

» ÖNERİ: Pandeli Restaurant- Eminönü/ İSTANBUL

yorum: Yıllardır değişmeyen lezzetiyle Kuzu İncik favorim.

» ÖNERİ: Tarihi Kalkanoğlu Pilavcısı- TRABZON

yorum: Kavurmalı pilavı muhteşem.

[email protected]

Twitter: @yiyosiciyos

Facebook: yiyosiciyosyaziyos

İnstagram: yiyosiciyosyaziyos

 

Etiketler:

Hakkında Reha Tartıcı

Reha Tartıcı