
Celil Hekimoğlu’nun düşündürdükleri…
Trabzonspor başkanlığı için aday olduğunu açıklamış olan Celil Hekimoğlu bugünlerde İstanbul’da temaslarını sürdürüyor. Sayın Hekimoğlu ile bir kez 1967 Trabzonsporlular Derneği’nde, bir kez de bizim ofiste olmak üzere iki kez biraraya gelip görüşme fırsatı bulduk. Görüşmelerimiz çok geniş zaman dilimlerinde gerçekleşemedi ama biz yine de kendisi hakkında az çok bir fikir sahibi olduk. Mütevazı, gerçekçi, sorunlar ile çözümlerine vâkıf ve kendisiyle barışık bir portreyle karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Sayın Hekimoğlu daha önce Sadri Şener döneminde bir süre Trabzonspor yöneticiliği de yaptı ve son seçimde Muharrem Usta’nın listesindeydi. Şimdi de başkan adayı.
Celil Hekimoğlu asla popülist bir yaklaşımı benimsemeyeceğini, kulübün içinde bulunduğu durumun vahim olduğunu ve şampiyonluğun değil kulübün kurtarılmasının düşünülmesi gerektiğini söylüyor. Seçimi kazanmak ya da kaybetmek kaygısı yok. “Projelerimi ortaya koyarım, kimsenin listeme müdahale etmesine izin vermem, bu şekilde kazanırsam kazanırım kazanamasam işimin başına dönerim” şeklinde bir yol haritası var. İki üç yıllık bir yapılanma dönemi öngörüyor, tereddüdü ise delegeyi ve camiayı şampiyonluk beklenmemesi konusunda ikna edip edemeyeceği noktasında düğümleniyor.
Bu son mesele bizi Hacıosmanoğlu yönetiminin ilk günlerine götürdü. Hafızası yeterince güçlü olanlar ilk transfer döneminde camianın yeniden yapılanma ve hemen şampiyonluk beklenmemesi fikrine hazır olduğunu hatırlarlar. Biz de takip eden günlerde aldığımız okur mail ve telefonlarında buna şahit olmuştuk. Ancak Malouda ve Bossingwa transferi yapılınca güç bela bırakılmış bir kötü alışkanlık gibi şampiyonluk takıntısı yine nüksetti. Takip eden gün ve aylarda da hüsran katmerlenerek devam etti.
Kanaatimizce ne Celil Hekimoğlu’nun ne de bir başka başkan adayının camianın sabrı konusunda endişelenmesine gerek vardır. Dediğimiz gibi, zaten yapılanma fikri yeterince mayalanmış, şampiyonluk hedefi için bağırlara basılacak taşlar hazırlanmıştır. Yine de bu konuda kamuoyu iyi yönetilmeli, hasta sürekli doktor kontrolünde tutulmalıdır. Şampiyonluk afyonunun uyuşturucu etkisidir Trabzonspor’a belki de en çok zarar veren. Uyuşturucudan kurtulmak ise hiç kolay olmasa gerektir, filmlerde falan görüyoruz.
Yine Sayın Hekimoğlu’nun pazar günkü kahvaltılı toplantıda “bununla beraber Trabzonspor her zaman yarışın içinde olmalıdır. Mevcut kadrosu da fena değildir. Bu yönetimin yaptığı gibi 20-25 tane değil de üç dört takviyeyle takım üst sıralarda yer alır” mealinde görüşler beyan etti. Camianın bence bu fikre de, hatta belki de en fazla bu fikre ve devamına hazır olduğunu düşünüyoruz. Bir de transfer dönemlerinde gerekli ve yeterli kontrol sağlanırsa rehabilitasyon ve yeniden yapılanma süreci sağlıklı bir şekilde yürüyüp istenen sonuca ulaşılabilir.
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: