Çarşamba , 13 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Cemaat yazısına tepkiler
Cemaat yazısına tepkiler

Cemaat yazısına tepkiler

 

Cemaat’te özeleştiri alametleri mi” başlıklı yazım evet çok sert ve yer yer incitici bir yazı oldu. Cemaat’in duymak istemediği ve sarsıcı olmasa duymayacağı bazı önemli hususları nazara vermeye çalıştım. Hakikat olduğuna inanmadığım bir şeyi yazmam. Kimseyi incitmek gibi bir niyetim de yok. Mutedil, şaşkın, müteriz ve medeni tepkiler çoktu. Ancak yazıdaki tahlile örnek olmak için çırpınan tepkiler de oldu. Cemaat’in işi tetikçilik olan bazı mensuplarının kabil-i hitap olmadığı ortadadır. Yine yazıdaki tezlerden birini doğrulayan, alınmışlık varsayımı üzerine kurulu satılmışlık imaları, bizi eleştiriyorsa hükümet tarafgiridir ezberleri mebzul miktardaydı. En zavallı tepki ise Kürtçülük suçlaması. Hakikaten zavallı olanların tutunacakları tek ezberleri bu. Hâlbuki Kürtçülüğe tenezzül eden, Türkçülüğünüzü niye eleştirsin. Hükümete tarafgir medyadan Ahmet Kekeç’in yazıyı hükümete dokunan kısımlarını çıkarıp da köşesinde alıntılaması, işi tarafgirlik ve militanlık olanların hangi taraftan olduğunun bir öneminin olmadığını gösteriyor.

Kimse hükümet- Cemaat ikilemine hapsolmak zorunda değil. Bu basit gerçeği göremeyen, görmek istemeyenlerin çokluğu söz söyleme imkânını o kadar daralttı ki söz için demokratik teneffüs imkânı her geçen gün daralıyor. Yazımın biraz fazla sert olmasının böyle bir yapısal nedeni de var. Yazı insanları incitsin istemedim. Bilhassa siyasi propaganda dilinde kirlenmiş kelimeyi kullanmasam belki de daha az insan incinecek idi. Bununla birlikte beni tanıyanlar bilir bu eleştirilerin aynısını yirmi yıldır yapıyorum. Hattâ değişen bir şey olmadı. Beni mahcup edecek bir itiraz “yeter artık kendini tekrar ediyorsun” olurdu. Yani Cemaat’e ilişkin düşüncelerim AK Parti daha yokken de böyleydi, Cemaat’in güçlü zamanlarında da zayıf zamanlarında da böyleydi. Dünün Cemaat yalakası iken bugünün hükümet yalakalığına evrilmişlerin itham ve zanlarının bir hükmü yok. Cemaat’in hukukunu nasıl yeri geldiğinde savunuyorsam, Cemaat’in eleştirisini de yeri geldiğinde dile getiriyorum. Dostluğa saygım var. Ancak hakikat tüm dostlukların üstündedir. “Hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez.

Cemaat’le olan mesafemi yazdıklarımdan anlamayacak kadar kafası siyaseten iğfal olmuşlar için bir not düşeyim: Gülen Cemaati’yle hiçbir zaman bir alakam olmadı. Cemaat’in haklarını savununca beni Cemaat’çi sayacak zavallıların ve güç odaklarının hışmından çekinip Cemaat tekmelemeciliğine de tenezzül etmem. Cemaat’in de iyiliği için Cemaat’i ve tüm Türklerin ve Kürdlerin iyiliği için de hükümeti ve PKK’yi eleştirme hakkımı kullanıyorum. Kibirli olduğuma dair tepkilere gelince. Ben nefsimi kibirden ari sayamam. Nefsim emmaredir. Gülen Cemaat’indeki en basit insanlar kadar takva sahibi değilim. Haketmediğim bir söz makamındayım. Layık olmayabilirim konuşmaya. Fakat ortalığın yalakalık ve hakikati siyaseten bükmelerle dolu olduğu bir ortamda doğru bildiğimi söylemek vazifemdir. Hakikat gördüğümü dile getirme imkânımı bazen acımasızca kullandığım doğrudur. Kibirli değilim desem kibirli olduğuma, kibirliyim desem yine kibrime delil olacak. Bu noktada Allah’tan nefsimi ıslah etmesini ama söz ve fikrin haysiyetini de hiçbir gücün önünde eğip bükmeme yolunda sabit kılmasını niyaz ediyorum.

Ortalığın yalan, iftira ve propagandalarla bombardıman edildiği, siyasi düşmanların şeytanlaştırıldığı bir zaman diliminde yazı yazmak ateşten gömlek gibidir. İşi fikir olanlar için, insanlara olan sevgi, hakikate olan saygının önüne geçemez, geçmemeli. Sözün acımasızlığı varsa bu sadece hakikatin acı olmasından kaynaklanmalı. Konuşan yalnız hakikat olmalı. Nefsimin hissesi karıştıysa, hakikate gerekli özeni göstermedim demektir. Lakin bil ki üsluptaki haşinliğe meşru itirazının seni görmekten alıkoyamadığı şeydir hakikat. Beni sil, onu gör.

Not: Cemaat cenahından yazıma gelen en seviyeli eleştiriye Ekşi Sözlük nam dedikodu sayfasında rastgeldim. Kişilere dair ileri geri yorumların paylaşıldığı sitede “söz büyüğün” mahlasıyla yazan bir cemaat mensubunun ismimin altına 29. girdi olarak yazdığı eleştirisinin son paragrafı şöyle: “Özet olarak, Mücâhid Bilici’nin zaman zaman şahsî-tecrübî kin ve öfkelerinin tahakkümü altında can çekişen rasyonel eleştirilerinde haklılık payları var. Ve de ciddiye alınması gerekiyor.” (http://eksisozluk.com/mucahit-bilici–1679545?p=3)

[email protected]

Twitter: @mucahitbilici

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Mücahit Bilici

Mücahit Bilici