
Cuma notları
YETİMHANEYE EL KOYMAK
24 Nisan’dan birkaç gün sonra buldozerler girdi. Mayıs’a kadar verilen mühlet dolmuştu. Rakel Dink soykırımın yüzüncü yılı münasebetiyle Cumhuriyet’te kaleme aldığı yazıda şöyle diyordu: “Sevgili eşimi, yatılı okulda tanıdım. Yatılı okulun yazlığı Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nda tanıştık ilk. Birlikte beş taş oynadık, koştuk, ilahiler söyledik, yardımlaşmayı, teselli etmeyi, ağlayanla ağlamayı, gülenle gülmeyi, sevmeyi, saymayı öğrendik. Doğruluğu, dürüstlüğü, paylaşmayı öğrendik. İyiyi kötüden ayırt etmeyi öğrendik. 1977’nin 23 Nisan’ında, çocuk bayramında biz çocuklar evlendik. Size bir şey söyleyeyim: Birbirimizi de sevmeyi de seviyorduk. 1978’de kamp yöneticimiz Güzelyan’ı vurdular. Yaralı kurtuldu. 1979’da Ermeni militan yetiştiriyor diye hapse attılar. İki çocuklu biz, yazları kampta yönetici olarak sorumluluk aldık. Hrant bir taraftan üniversitede öğrenci, bir taraftan da süren bir ekmek kavgası. 1986’da üçüncü çocuğumuz doğdu. Ve Tuzla Kampı’na el kondu. Bugün yıkık dökük duruyor. Keşke hayırlı bir amaç için kullansalardı. Alıp eski sahibine geri verdiler. Sonra kaç el değiştirmiş. Hiçbir sahibine hayır getirmedi.” 30 yıllık bu gasp öyküsünün ayrıntılarını İnsan Hakları Derneği’nin 2008’de bastığı Tuzla Ermeni Çocuk Kampı, Bir El Koyma Öyküsü kitabından okuyabilirsiniz.
1962’de usulüyle Gedikpaşa Protestan Kilisesi Vakfı’nca satın alınan, 1979’da usulsüzce devlet tarafından gasp edilen Kamp Armen’in hikâyesi yine gündemde. O yıl kurum kapatıldı; arazi ve bina bedelsiz olarak eski sahibine iade edildi. Yani Ermeni’den alındı Türk’e bedava verildi. Soykırımdan kurtulan 1500 Anadolulu Ermeni çocuğa hayatı öğretmiş bir yaz kampıydı. Yıkımının soykırımın sonuçlarının giderek daha yüksek sesle konuşulduğu 2015’e rastlaması hiç tesadüf olmasa gerek. Üstelik yaraya tuz basma babında bir boyutu daha var: Rahmetli Hrant’ın da yuvasıydı Kamp Armen. Adaletsizliğin cevabı ise Rakel Dink’in hatırlattığında gizli: “Hiçbir sahibine hayır getirmedi.” Tıpkı memleket çapında 100 yıldır gasp ve talan edilen bütün mal mülk gibi.
Bugünkü hâli için: www.ipernity.com/doc/gecetreni/album/787246
Tarihçesi için: www.istanbulermenivakiflari.org/tr/istanbul-ermeni-vakiflari/el-koyma-hikayeleri/yok-edilen-atlantis-uygarligi-tuzla-ermeni-cocuk-kampi/88
15-19 YAŞINDA AVARE 950.000 GENÇ
BETAM bu yaş grubunun faaliyetini ya da daha doğrusu faaliyetsizliğini epeyidir takip eder. Okula gitmesi gereken bu yaş grubunda 2.193.000 genç, yaş grubunun yüzde 35,2’si eğitim sisteminin dışında. Ezici çoğunluğu azamî ilkokul mezunu. Eğitimi terketmiş bu gençlerin neredeyse bir milyonu bir işte de çalışmıyor. Yaklaşık 950.000 genç (260.000 genç erkek ile 688.000 genç kadın) ne eğitim görebiliyor ne de çalışıyor. Zaten iş mi var? Bunlara kalifiye olmayan işlerde üç kuruşa çalışanları eklersek tablo daha da kararır. Eğitim yönünden bakarsak “israfın” boyutları korkunç. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmış olması çare değil zira gençler okula kayıt oluyor ama eğitimi takip etmiyorlar. Bu atıl enerjinin nasıl ve kimlerce cezbedilebileceğini ise varın siz hesap edin.
http://betam.bahcesehir.edu.tr/2015/05/15-19-yasinda-950-bin-genc-ne-egitimde-ne-isgucunde/
ÇEVRE İHLALLERİ HARİTASI
Uluslararası Şeffaflık Derneği ve Çevre Hukuku Derneği hayırlı bir iş daha yaptı ve Türkiye Çevre İhlalleri Haritası’nı açıkladı. Çevre ihlallerinde mahkemelerce verilmiş 600’den fazla karar, ihlal alanları, aktörler, ilgili mevzuat ve ilgili kurumlar incelendi. Kararlar arasından çevre mücadelesi için emsal oluşturabileceği düşünülen kararlar seçildi. Harita, hukukçular, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve aktivistlerin destek ve önerileriyle geliştirildi. İbretlik! www.cevredavalariharitasi.org