
Ezber bozan limonatalar
Moda, gençliğimin ve okul yıllarımın vazgeçilmez semti. Dile kolay Saint Joseph Fransız Erkek Lisesi’nde okuduğum sekiz yıl boyunca her sokağında her kaldırım taşında ayrı bir hatıramı sakladı bu semt… Moda eskilerin sayfiye yeri, gençlerin buluşma noktasıdır. Şimdilerde ise yeni açılan restoranlar, üçüncü dalga kahve dükkânları, butik/kafe konseptleriyle çehresi belirgin bir şekilde farklılaştı. İşte Moda Burnu’nda tenis kortlarına arkanızı döndüğünüzde deniz tarafındaki apartmanın girişinde yer alan “Limoncu Moda” da küçücük ama içi dolu dolu bu mekânlardan biri. Yüzüme vuran keyifli bir pazar sabahı güneşi, aklımda hatıralar ve baharın ilk müjdecisi çiçeklerle dolu Moda Parkı’ndan geçerek buraya ulaştım. Uzun yıllar gece hayatının gözde mekânlarında işletmecilik yapmış olan Güven Çalışır ile özellikle lezzetli içecek reçeteleri üzerine yoğunlaşmış Ufuk Şahin’in davetiyle geldiğim “Limoncu Moda”nın ufak ama huzurlu ortamında keyifli birkaç saat geçirdim. 2014 yılının sonlarına doğru açılan mekânın methi kulaktan kulağa yayılmış. Burada kahvaltı ve içecek servisi gün boyu yapılıyor.
Serpme kahvaltılıklar sofrayı donatırken Güven Bey ile keyifli sohbetimize devam ettik. Kahvaltısı bence oldukça zengin ve doyurucu. Kahvaltılıklar hep yöresel lezzetlerden oluşuyor. Tulum peyniri Erzincan’dan, eski kaşar Kars’tan geliyor. Zeytinler yerel bir üreticiden Ayvalık’tan alınıyor. Güven Bey’in memleketi Erzincan’dan gelen bal ve kaymak ise gerçekten çok başarılıydı. Ama annesinin hazırladığı çilek reçeli ve ızgara kıymalı sigara böreği beni benden aldı. Bence günün yıldızları minik kanepeler üzerinde erimiş peynir ve sucukla hazırlanan “Fırında Susamlı Macar Kanepe” ile “Otlu Peynirli Güveç” oldu. Şunu bilmelisiniz ki kesinlikle bir limonata cennetindeyim. “Limoncu Moda”da cam şişelerde servis edilen yaklaşık 15 çeşit limonata alternatifi mevcut. Pancarlısından, karadutlusuna, zencefillisinden, vişnelisine hepsi ayrı lezzette limonatalar. Ayrıca gurme detoks karışımları ile hindistancevizli, tahinli, frambuazlı sıcak çikolata çeşitleri “Limoncu Moda”nın ilk tercih edilen içecekleri arasında yer alıyor. Herhangi bir katkı maddesi kullanılmadan tamamen doğal malzemelerle özel reçeteli harika karışımlar Ufuk Bey’in maharetli elleriyle hazırlanmış. Kısaca limonataya doydum diyebilirim. İçtikçe içesim geldi. Favorilerim “passion fruits” ,“vişneli limonata”, “pancarlı limonata” oldu. Sıcak çikolata karışımlarını deneyemedim ama ilk fırsata gidip denemek istiyorum. Bu kadar nefis limonatadan sonra 10 çeşit malzeme ile sunulan “Tatlı Pancake Tabağı” ve lezzetli bir kahve yanında ikram edilen keçiboynuzu ile kahvaltıya noktamızı koyduk. Kişi başı ortalama 25-35 TL ödeyerek güne lezzet dolu bir başlangıç yapabilirsiniz. Limonata hakkında bildiğiniz her şeyi unutun ve ezber bozan bu nefis limonata çeşitleriyle hemen tanışın…
Adres: Osman Zeki Üngör Sok. Umman Apt. No: 15/2 Kadıköy/ İstanbul
(Tel: 0216 550 49 50)
(www.limoncumoda.com)
***
Renkli bir dekorasyonda keyifli yemekler
İstanbul’un yeme-içme haritasına her geçen gün yeni açılan farklı konseptteki mekânların dâhil olduğunu öğreniyoruz. Üsküdar Bulgurlu’da yaklaşık 1 yıl önce açılan “Kaserol” cıvıl cıvıl renklerle bütünleşmiş dekorasyonu ve oldukça geniş mönüsüyle dikkatimi çekmişti. Öğrencilik yıllarımın değişmez mekânlarından olan o zamanlarda özellikle Amerikan tipi büyük ve sıradışı hamburgerlerin adresi Moda Pub Rally’den tanıdığım kurucusu ve Şefi İhsan Mersin yıllardır biriktirdiği tecrübesini bu niş mekâna keyifle yansıtmış. Yıllar sonra kendisinden davet alınca yarattığı bu farklı konseptteki mekânı ve mönüyü denemek üzere soluğu “Kaserol”de aldım. Kapıdan içeri adım atar atmaz oldukça konforlu döşenmiş ve ev rahatlığını hissettiğiniz bir kafe/ restoran ile karşılaşıyorsunuz. “Kaserol” şekerci dükkânlarını andıran renkli atmosferiyle bulunduğu sakin çevreye yeni bir anlayış ve soluk getirmiş. Açıkçası buralarda böylesi keyifli bir yer olabileceğini düşünemezdim. “Kaserol”ün bütün dekorasyonuna logosunun rengi yeşilin hâkim olduğunu ve ahşap tonlarının da sıcaklık ve samimiyet hissettirdiğini söylemeliyim. Bunda hiç kuşku yok ki adeta bir atom karınca gibi servisin her noktasında olan ve müşterileriyle bire bir ilgilenen İhsan Bey’in katkısı da oldukça yüksek. Masama geçmeden önce mekanı şöyle bir gezdim. Dikkatimi en fazla çeken şey dekorasyonu tamamlayıcı bir unsur olarak kullanılan masalardaki “lime” ve “yeşil elmalar” oldu. İhsan Bey, doğallığa ve doğaya önem veren bir işletmeci. Bu nedenle doğal ürünlerden yaratılan lezzetlere mönüsünde de yer verdiğini görmekten büyük memnuniyet duydum. Yoğun koşuşturması arasında İhsan Bey’le yaptığımız sohbette bana yarattığı bu konsepte ve mekâna “Lokanta” denmesinden hoşlandığını söyledi. “Kaserol”de beni etkileyen özelliklerden biri de İhsan Bey’in mutfaktan çıkan tüm servisleri bire bir kontrol ederek onaylaması ve neredeyse tamamını kendisinin servis etmesi oldu.
Gelelim İhsan Bey’in özel mönüsünden benim için seçtiklerine. Yemeğe kaşar peyniri ile servis edilen “Domates Çorbası” ile başladım. Salça kullanılmadan hazırlanan çorbanın lezzeti ve kıvamının yerinde olduğunu söyleyebilirim. Çorbanın ardından bol parmesanlı “Bresaola”yı (Dana füme) denedim. Dana carpaccio’ya göre biraz daha kalın dilimlenmiş olan Bresaola bana göre farklı bir alternatif olarak denenebilir. Bresaola’nın ardından şık sunumuyla mideye olduğu kadar gözede hitap eden “Etli Yaprak Sarma” masadaki yerini aldı. Etli yaprak sarmanın son dönemde yediklerimin arasında en iyilerden biri olduğunu söyleyebilirim. Kısa bir molanın ardından önce köfte ızgara ardından da bol deniz mahsullü “Zarzuela”yı (İspanyol kavurması) denedim. Köfteyi beğendim ama daha iyi örneklerini pek çok yerde bulabilirsiniz. Zarzuela’ya gelince bol deniz mahsulü ile hazırlanan İspanyol kavurmasının farklı lezzet arayanlar için ideal olduğunu düşünüyorum.
Yemeğin finalini dondurmalı profiterol ile yaptım. Sunumu ve lezzeti başarılıydı ama benim tercihim hep daha hafif lezzetlerden yana. “Kaserol”de plastik hiçbir ürün ve malzeme kullanılmıyor. Tüm içecekler cam şişelerde servis ediliyor. İhsan Bey ile yemek sonundaki sohbetimizde “Kaserol”ün her zevke hitap eden bu mönüsünde yer alan lezzetleri tatmak isteyenlerin ortalama 25-40 TL aralığında hesap ödeyeceğini öğrendim. Porsiyon, fiyat ve kaliteye baktığımda fiyatları makul bulduğumu belirtmekte yarar görüyorum.
Adres: Bulgurlu Mah. İzzettin Bey Sok. No: 41/A Üsküdar/ İstanbul
(Tel: 0216 650 75 76)
(www.kaserolistanbul.com)
***
Yalın ama sofistike pideci
Feneryolu’nda yaklaşık olarak üç yıl önce açılan ve önünden sıklıkla geçmeme rağmen bir türlü fırsat bulup da kapısından giremediğim “Kalamış Ayazma Pide”ye kurucusu Burak Baturalp’ten aldığım davet üzerine gittim. Mekânın sahip olduğu sade çizgili dekorasyon bence mönüye de yansımış. Mönü çorba, pide çeşitleri, lahmacun, iki çeşit güveç, tatlı çeşitleri ve sadece öğle servisinde yer alan belli sayıdaki tencere yemeğinden oluşuyor. Ancak bu yalın mönünün bir o kadar da sofistike olduğunu detaylıca incelediğimde gördüm. Gözüme ilk çarpan detay “çölyak” hastalarının unutulmayarak “glütensiz” hamur alternatifinin mönüde yer alması oldu. İstanbul’un maalesef çok az sayıdaki mekânında gösterilen bu hassasiyeti gösterdiği için Burak Bey’i canı gönülden tebrik ediyorum. Beni mutlu eden ikinci detay ise mönüde yer alan tam buğdaylı hamur seçeneğiydi. Bu noktada mönüde yer alan vejetaryen pide çeşitleri olduğunu da vurgulamakta yarar görüyorum. Mönü ile ilgili son notum ise pide çeşitleriyle yaratılan farklı kombinasyonların kattığı zenginlik. Tüm çeşitleri deneme şansım olamayacağı için tercihimi en sevdiklerimden yana kullandım. Tabii ki ilk tercihim tam buğdaylı hamurdan yapılan lahmacun oldu. Hiç soğan kullanılmadan hazırlanan çıtır çıtır lahmacundan ve yanında içtiğim naneli ayrandan oldukça etkilendim. Lahmacundan sonra ikili pide çeşitleri arasından önce tam buğdaylı hamurdan yapılan “Kavurmalı Kaşarlı” ile “Kuşbaşılı Kaşarlı” pideyi ardından da normal hamurdan yapılan ve “Kavrulmuş Kıymalı Kaşarlı” ile “Özel Karışım Peynirli” pideyi denedim. “Ayazma Pide”de hamur harcı tuz kullanılmadan hazırlanıyor. Kullanılan malzemenin kalitesi lezzete de yansımıştı. En çok ince hamurun pişirilme kıvamını ve pidelerin çıtırlığını beğendim. Bu pidelerin taş fırında odun ateşinde pişirilmesinin de bence payı oldukça büyük. Burak Bey ile keyifli sohbetimizde bu lezzetli pidelerin temelini oluşturan reçeteyi Yakacık’ta yaklaşık 50 yıllık bir müessese olan ve “Kadir Usta’nın Yeri” olarak da bilinen Ayazma Çay Bahçesi’ni işleten aileden tüm kardeşlerin onayı ile aldıklarını öğrendim. Zaman içinde bu reçeteyi zenginleştirerek bugünkü sofistike mönüyü oluşturmuşlar. Haftanın her günü sabah kahvaltısı servisi yapılıyor. Kişi başı ortalama hesabın 20-25.-TL olarak ödendiği “Ayazma Pide”nin lezzetlerini denemenizi öneriyorum.
Adres: Fenerbahçe Mah. Dr. Faruk Ayanoğlu Cad. No: 1/4/A-4 Kalamış/ İstanbul
(Tel: 0216 411 51 77)
(www.ayazmapide.com)
***
7 ÖNERİ / 7 yorum
» ÖNERİ: Aktaşlar Restaurant- ORDU
yorum: Yıllardır kalitesini ve lezzetini bozmadı.
» ÖNERİ: Kılçıklı Balık Restaurant- Rumelikavağı/ İSTANBUL
yorum: Kalkan tandırı damak çatlatıyor.
» ÖNERİ: Kumrucu Şevki- Çeşme/ İZMİR
yorum: Sayaslı ya da sayassız farketmez her çeşidi denenmeli.
» ÖNERİ: Faruk Güllüoğlu- Yenibosna/ İSTANBUL
yorum: “Fırınlanmış Dana Kürek” hem göze hem mideye hitap ediyor.
» ÖNERİ: Merih Restaurant- Beyoğlu/ İSTANBUL
yorum: Her gün değişen zeytinyağlı çeşitlerini denemelisiniz.
» ÖNERİ: J Burger- Çiftehavuzlar/ İSTANBUL
yorum: Daytona favori tercihlerimdendir.
» ÖNERİ: Orkide Pastanesi- GAZİANTEP
yorum: Kahvaltısı ve katmeri oldukça meşhur.
Twitter: @yiyosiciyos
Facebook: yiyosiciyosyaziyos
İnstagram: yiyosiciyosyaziyos
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: