Salı , 2 Haziran 2015
Anasayfa » Yazarlar » Gezi direnişi, bir adalet ve demokrasi talebidir
Gezi direnişi, bir adalet ve demokrasi talebidir

Gezi direnişi, bir adalet ve demokrasi talebidir

Hikâye aslında Turgut Uyar dizeleriyle başlıyordu:

Hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam

diyor birisi yineliyorum

hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmayın

insan nasıl direnir başka

hiç unutma

Madem unutmamak üzere yola çıktık, hatırlayalım:

Bundan tam iki yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmiş olan Taksim Gezi Parkı’na İstanbul 6. İdare Mahkemesi ile 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı olduğu hâlde Topçu Kışlası’nın Taksim Yayalaştırma Projesi çerçevesinde imar izni olmadan yeniden inşa edilmek istenmesi Gezi direnişinin fitilini ateşledi.

Her ne kadar Koruma Kurulu, Topçu Kışlası’nın yeniden inşasını “kamu yararına uygun” bulmadığı için reddettiyse de, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Biz de reddi reddederiz” demesi üzerine Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu bu kararı iptal etti.

27 Mayıs 2013 tarihinde gece yarısı iş makinelerinin parka girerek parkın duvarlarını yıkıp ağaçları kökünden sökmesi üzerine yurttaşlar, çalışmanın durdurulması için parka koştu, polisin halka yönelik orantısız güç kullanımının ardından eylemler başladı.

Bir yandan polisin sert müdahalesi diğer yandan Erdoğan’ın Topçu Kışlası’nın yapımına yönelik ısrarcı ve çelişkili açıklamaları, direnişi Türkiye genelinde hükümet karşıtı gösterilere dönüştürdü. Müdahalenin ilk günlerinde “Biz orada tarihi yeniden ihya edeceğiz” diyen Erdoğan, bir kaç gün sonra, “Gezi Parkı’nda yapılan çalışmaların Topçu Kışlası’nın yeniden yapılmasıyla ilgisi yok. Topçu Kışlası gökten zembille inen bir proje değil. Olay miting yapmaksa onun 100 bin topladığı yerde 1 milyon toplarım” diyordu. Sonraki günlerde el artırıp AKM’nin yıkılacağından yerine barok tarzda opera binası yapılacağından bahsediyordu.

Barışçıl tepkilere gösterilen şiddet, medyanın kepazeliği, eylemlerde öldürülen gençler, gözünü kaybedenler, yaralananlar, mağduriyetler, bilerek yükseltilen nefret söylemi, sonrasında davaların ilerletilmesinde çıkarılan zorluklar, herkesin malumu…

Elbette, herkesin Gezi’si farklı, herkesin Gezi’den anladığı farklı, Gezi’ye atfettiği anlam da öyle…

Gezi direnişinin toplumsal olarak bize sağladığı en önemli şeylerden biri, yurttaşlara haklarını yeniden hatırlatması ve bu hakları talep etme dürtüsünü harekete geçirmesidir. Gerçek anlamda bir demokrasi ve adalet talebinin somutlaşmış hâlidir. Kararların tek bir merkezden, sivil toplumla istişare edilmeden, katılımcı süreçler işletilmeden tepeden inmeci otoriter tavırla alınmasına itirazdır. Yurttaşların da söz hakkı olması gerektiğini muktedire yeniden hatırlatandır.

Gezi ruhu özünde otoriterleşmeye başkaldıran, polis şiddetine, keyfî uygulamalara, tek kişinin aldığı kararlara dur diyen, demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını düşünen, farklılıklara saygı duyan, hiyerarşiden uzak lidersiz ve örgütsüz olmasıyla heyecan vericiydi. Küçük bir grupla başladı ancak ardından kitleselleşen her eylemde olduğu gibi Gezi direnişinde de ulusalcılar, provokatörler, darbeye göz kırpan siyasi gruplar sürece dâhil oldu, bu doğru. Ancak, sadece sürece dâhil olmuş bu grupları ön planda tutarak bunun üzerinden söylem geliştirmek, Gezi Parkı ruhunun sosyolojik açıdan bize anlattıklarını görmezden gelerek, bu hareketin siyasette değişim talebini elinin tersiyle bir kenara itmek eskinin alışkanlıklarını devam ettirmekten öte bir tavır değil.

Artık dünyada ülkelerin gelişmişlikleri sadece kişi başına düşen gelirle, gayri safi yurtiçi hâsılalarla ölçülmüyor. Yurttaşların kendilerini doğrudan ilgilendiren kararlarda bilgi edinme haklarının olup olmasıyla, bu kararların alınma süreçlerine katılım sağlayıp sağlayamadıklarıyla, bu kararlara itiraz edip edemedikleriyle, adalet mekanizmasının işleyip işlemediği ile ölçülüyor.

Madem yazının başında “hiç unutma” dedik, öyle bitirelim: Gezi direnişi bir demokrasi ve adalet arayışıdır. Unutmayalım.

[email protected]

Etiketler:

Hakkında Pelin Cengiz

Pelin Cengiz