1 Ocak 2012 tarihinden itibaren ülkemizde başlatılan Genel Sağlık Sigortası uygulaması ile sosyal güvencesi olmayan vatandaşların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için özel bir yöntem geliştirildi. Buna göre; sosyal güvencesi olmayan bir kişi sağlık hizmeti alabilmesi için ikamet ettiği sosyal yardımlaşma vakfında gelir tespiti yaptıracak ve gelir tespiti sonucuna göre prim ödeyerek veya ödemeyerek genel sağlık sigortalısı olacak ve sağlıktan yararlanacak. Bununla birlikte; gelir tespite girmeyen kişilerle ilgili doğrudan asgari ücretin iki katı üzerinden prim tahakkuk edilerek genel sağlık sigorta prim borcu tahakkuk etmektedir. Prim ödemeden sağlıktan yararlanan kişilerle ilgili bütün sağlık harcamaları devlet tarafından karşılanacaktır. Prim ödeyerek sağlıktan yararlananlar ise geriye dönük 60 günlük sigorta prim borcu olmamak üzere ödedikleri primlerle sağlıktan yararlanacaklardır.
Bu sistem düzenli bir sistem gibi algılanabilir ama SGK istatistiklerine göre beş milyon civarında genel sağlık sigorta prim borçlusu varmış. Bu istatistik Genel Sağlık Sigortası’nın aksak bir uygulama olduğunu göstermektedir. Zira sistemin düzenli işlemesi için bu şekilde beş milyon borçlunun birikmemesi gerekir. Ama daha önce belirttiğim üzere sistem aksadığı için bu şekilde borç birikmekte. Sistem istisnasız herkesi kapsam içine almayı amaçladığı için üniversiteyi kazanamamış erkek çocuk, askerden gelmiş iş arayan genç, işsiz kalmış bir baba, kocası hapse girmiş bir anne, yaşlanmış ama emekli olamamış bir ihtiyar vs. bu kişiler kesinlikle Genel Sağlık Sigortası kapsamı içine giriyor. Bu kişiler gelir tespitini sadece kendi adlarına değil aile için tamamına yaptırdıkları için bireysel gelir olmamasına rağmen anne veya babasının gelirinden Genel Sağlık Sigortası primi ödemesi gerekiyor ama ödenmiyor. Ve bu şekilde borç arttıkça artıyor.
REHİN DÖNEMİ BİTTİ AMA NASIL?
İşte bu borçlar öyle birikiyor ki, şu an SGK’nın yaklaşık 10 milyar civarında Genel Sağlık Sigortası prim alacağı var. Bunu tahsil etmesi de açıkçası imkânsız. Bunun için torba kanunda yeniden değerleme şeklinde bir yapılandırma getirildi. Buna göre; Genel Sağlık Sigortası borçlusu olarak gelir testi yaptırmamış iseniz en geç 31 Mart 2015 tarihine kadar gelir testi yaptırmanız, gelir testine girmekle birlikte GSS prim borcunuz varsa en geç 30 Nisan 2015 tarihine kadar GSS prim borç yapılandırmasına başvurmanız gerekiyor. Sonucunda ise; peşin ödemeyi/ veya 6- 9- 12- 18 taksit seçeneğine göre ilk taksiti 31 Mayıs 2015 tarihine kadar ödemeniz gerekmektedir.
Tamam, yapılandırma bu şekilde ama işsizseniz böyle bir yapılandırma olsa bile yine de borcunuzu ödeyemeyeceksiniz ve GSS mağduru olmanız devam edecek. Ve sigorta prim borcunuz olduğu için hiçbir sağlık hizmetinden yararlanamayacaksınız. İşte Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu kısmı iyi bilmesi gerekir. Sosyal Güvenlik’teki reformu savunurken gerek başbakanlık seçim mitinglerde gerekse cumhurbaşkanlığı seçim mitinginde artık hastanelerde rehin döneminin bittiğini ballandıra ballandıra anlatmıştı. Hatta kendi başından geçen hadiseyi de dile getirmişti. Evet, doğrudur hastanelerde rehin dönemi bitti. Yani hastaneye tedavi olduktan sonra hastanenin istediği parayı ödeyemediği için hastanenin parayı ödeninceye kadar hastayı rehin alması gibi bir durum kalmadı. Bunun kalmamasının, rehin döneminin bitmemesinin sebebi Genel Sağlık Sigortası’nın tıkır tıkır işleyip herkesin serbestçe, istediği hastaneden tedavi olması değil ne yazık ki. Rehin döneminin bitmesi genel sağlık sigortalısı olan GSS mağdurunun borcu olduğu için hastaneden kapıdan içeri girememesi, provizyon alamamasından kaynaklanmaktadır. Zaten bu kişiler hastaneye giremedikleri için otomatikman rehin olamıyorlar. Bu konuda yüzbinlerce örnek var. Kanser olup, böbrek hastası olup, bronşit olup vs. GSS mağduru olduğu için, Genel Sağlık Sigortası prim borcu olduğu için hastaneden provizyon alamıyor, hastaneye giremiyor ve rehin olamıyorlar. REHİN DÖNEMİ BÖYLE BİTTİ…
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: