Bu hafta futbolda sertliğin tanımını ve liglerimizde sertliğin ölçüsü üzerinde durmak üzere plan yaparken, Futbol Federasyonu’nun İstanbul’da başlayan 23. Antrenör Gelişim Semineri’nde yapılan anket, sertliğin sebeplerinin açıklanmasına yardımcı bir sonuç ortaya çıkardı. Ankette antrenörlere, “Haksızlığa uğradığınızda sizi kim korur” sorusu sorulmuş.
Cevaplarda yer alan dört şık arasından en düşük puanları yüzde 3 ile “TUFAD (Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği)” ve yüzde 5 “Futbol Federasyonu” almış. En yüksek puanı yüzde 75 ile “Allah korur” şıkkı alırken, “Kendim korurum” seçeneği yüzde 17 oy almış.
Bu arada bu tür cevaplar genellikle ucu açık sorularda olur, yani çoktan seçmeli şıklara konulmaz. Soru sorulur ama şık verilmez, herkes kendine göre uygun bir cevap yazar. Şık verilerek “Kendim korurum” ve “Allah korur” denmesi hayli ilginç ve altında bir mesaj yatıyor sanki.
Ankette başka ilginç sorular da var. Aslında hemen herkesin hemfikir olduğu düşüncelerin, ülkenin önde gelen futbol adamlarına onaylatılarak basına verilmesi.
Birkaç örnek daha verelim.
Futbolla ilgili antrenörlerin kendilerini en eksik hissettikleri konu yüzde 48 ile “stratejik yaklaşım”. Futbol yöneticilerinin bilgi, donanım ve kalitesi yüzde 41 ile “rezaletti”. En başarısız grup yüzde 66 ile “yöneticiler”. Futboldaki sorunlardan sorumlu kişiler yüzde 58 ile “kulüp başkan ve yöneticileri”. Özellikle kulüp başkan ve yöneticilerine problemlerden asıl sorumlu sizsiniz denen sorudaki sıralama da ilginç. Şu şekilde:
- Kulüp başkan ve yöneticileri
- TFF yönetimi
- Spor Bakanlığı ve siyasi iktidar
- Teknik adamların durumu ve kalitesi
Anketler hazırlanırken yapılan sıralama önyargıları da ortaya çıkarır. Bu sorulardan anladığım, TFF yönetimi asıl kulüpleri suçluyor, çerçeveyi çizen ve kanunları hazırlayan bakanlığı üçüncü derece sorumlu tutuyor, antrenörlerin ise hiç kabahati yok.
Baştaki konumuza geri dönersek. Haksızlığa uğradığında otoriteden haklarını korumasını beklemeyen bir futbol dünyasında başarının gelmesi mümkün değildir. Herkes kendi hakkının kendisi almaya çalışırsa, futbol sahası Teksas’a döner. Nitekim, döndüğü de ortada. Bu durumu futbolumuzdaki sertliğin ana nedeni olarak görüyorum. Futbolda ciddi yaptırımlar getiren kanunlar ve Federasyon’un çok detaylı talimatlarına rağmen, halen adalet ve güven duygusu oluşmaması sahaya sertlik ve kaos olarak yansır. Mesela müsabaka öncesi yapılan eşgüdüm toplantısında, reklam panolarının yeri, yedek kaleler, elektronik oyuncu değiştirme tabelası arızalanırsa klasik tabela, kaleci tozluk renginden oyuncu listelerinin verilmesi gereken saate kadar her türlü detay yer alır. “Top”a verilen değer gözleri yaşartacak cinsten. Ama buna rağmen futbolumuz tam bir kaos içinde. Çünkü ne yaparsanız yapın, insanlar bu sistemin adil olmadığına inanıyor. Belki neden adil değil sorusunu başka bir zaman tartışırız.
Sahadaki sertliğin nedeni futbolun içindeki teknik nedenlerden ziyade, sosyal nedenlerdendir. Sertliğin tanımı ve ölçüsü yine haftaya kaldı.
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: