Pazar , 31 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » İlkesizlik- hukuksuzluk sarmalı
İlkesizlik- hukuksuzluk sarmalı

İlkesizlik- hukuksuzluk sarmalı

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan dönüşü olmayan bir yola girdi. Ama ülkeyi de, partisini de bu çıkmaz sokağa soktu. Partisini de diyorum; çünkü Anayasa, cumhurbaşkanının seçildikten sonra partisiyle ilişiğinin kesilmesini ve tarafsız olmasını emrediyor ve yemin metninde tekrar vurguluyor. Oysa Cumhurbaşkanı, seçildiğinden bu yana anayasal düzenlemeye rağmen de facto (fiilî) bir durum yaratarak ve temadi eder bir şekilde anayasayı ihlal ederek yol alıyor.

Cumhurbaşkanı, sürekli olarak halk tarafından seçildiğini vurgulayarak anayasaya aykırı olsa da fiilî başkan gibi davranma hakkı bulunduğunu söylüyor ve bunu uyguluyor. Oysa ister doğrudan halk tarafından seçilsin, ister halkın verdiği vekâletle oluşmuş bir meclis tarafından seçilmiş olsun seçilme yöntemi bir cumhurbaşkanına anayasayla çerçevesi çizilmiş konumunun dışına çıkma hak ve yetkisi vermez.

Cumhurbaşkanı seçilen bir kişinin anayasaya uyması zorunludur. Beni halk seçtiğine göre, ben de anayasal düzeni prosedürü dışında fiilî olarak ilga edebilirim anlayışıyla davranmak demokratik hukuk devletinin inkârı olur. Anayasal değişiklik yapılıncaya kadar mevcut anayasal sisteme uygun davranmak zorunluluğu vardır. Kenan Evren halk tarafından yüzde 52 ile değil, yüzde 91,37 ile seçildiği hâlde bugün Cumhurbaşkanı’nın kullandığı bazı yetkileri parlamenter geleneğe uyarak kullanmaktan sakınmıştı.

1982 Anayasa’sı, Osmanlı-Türk anayasalarının çizgisini takip ederek parlamenter sistemle devam etme tercihini yaparken sistemle bağdaşmayacak şekilde cumhurbaşkanına yürütmenin icraatını etkileyecek önemli yetkiler tanımış durumda. Her durumda ilkesizlik geçerli olduğundan bu durumda da Köşk’te oturacak kişinin statükonun temsilcisi olacağı varsayımıyla parlamento ve hükümet üzerinde bir vesayet makamı oluşturulmaya çalışıldı.

İşte bu nedenle 2007’de AKP’nin bu yetkilere sahip bir cumhurbaşkanı seçtirme isteğine karşı büyük bir direnç gösterildi. Ordu nasıl bir cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiğini belirterek e-muhtıra verdi. 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi 1. turunda toplantı yeter sayısı olan 367 sayısına ulaşılamadığı gerekçesiyle CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz başvurusu 1 Mayıs 2007 tarihinde haklı bulunarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 1. turu iptal edildi. Bu gelişmeler üzerine erken seçim kararı alındı. Seçim sonrasında oluşan meclis Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçti.

Ayrıca, askerlerin cumhurbaşkanlığı sürecine müdahil olmalarını engellemek için, Anayasa değişikliğine gidildi. Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi TBMM’de kabul edildi. Değişiklik metni referandum ile halkoyuna sunuldu ve yüzde 68 oy oranı ile kabul edilerek kesinleşti.

Fani insanlar olarak yüzyılları planlamaya kalkanlar kısa bir dönemde istemedikleri sonuçları görmeye başladılar. 1982’de her zaman kaleleri olacağını düşündükleri Köşk’ü yetkilerle güçlendirdiler. 2007’de bu kaleyi kaptırmamak için yaptıkları müdahalelerle de cumhurbaşkanı seçiminin baskılamayacakları bir alana kaymasına neden oldular. Artık Ağustos 2014’te önemli yetkilerle donatılmış ve halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı vardı ve bu cumhurbaşkanı var olanla yetinecek gibi değildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim meydanlarına çıkarak açıkça partisi olan AKP’yi desteklemekte, vaat ve projelerini övmekte, muhalefet partilerinin vaatlerini kıyasıya eleştirmekte. Anayasa ihlali anlamına gelen bu fiiller ülkeye ve rejime büyük zarar vermekte. Cumhurbaşkanı en yüksek norm olan anayasaya uygun davranmadığı zaman normlar hiyerarşisi çökmekte, yurttaşın ve yargının kanunlara ve hukuka uyma zorunluluğu da zaafa uğramakta. Demokratik hukuk devleti geleneği zaten zayıf olan ülkenin kısmen oluşmuş siyasi birikimleri de yok edilmekte.

Seçime, taraflılığını en açık ve en kırıcı şekilde gösteren bir cumhurbaşkanının müdahaleleriyle ve seçim sonuçlarının meşruiyetinin tartışılacağı bir atmosferde gidilmekte. Bu nedenle HDP’nin barajı aşması; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasal konumunun sınırlarına çekilmesini, AKP’nin gücünün dengelenmesini ve parti içi muhalefet yoluyla rüştünü ispat ederek kurumsallaşmasını sağlayacak.

[email protected]

www.umitkardas.com

twitter.com/umit_kardas

 

Etiketler:

Hakkında Ümit Kardaş

Ümit Kardaş