Cuma , 2 Ocak 2015
Anasayfa » Yazarlar » İşsizlik ödeneğini işçiye koklatmıyorlar
İşsizlik ödeneğini işçiye koklatmıyorlar

İşsizlik ödeneğini işçiye koklatmıyorlar

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 20 Ekim 2014 tarihi itibarıyla İşsizlik Sigortası Fonu’nun toplam varlığının 79,1 milyar liraya ulaştığını söylerken fonun gelecek yıl sonunda yüzde 92,5 milyar liraya ulaşması beklendiğini açıkladı. Ayrıca Sayın Çelik, işsizlik ödeneğinin uygulanmaya başladığı 2002’den bugüne kadar yaklaşık 3,6 milyon kişiye 8 milyar lira işsizlik sigortası fonundan ödeme yapıldığını belirtti.

 

İŞÇİYE CİMRİ, RANTA CÖMERT…

Bu iki istatistikî veri üzerinden İşsizlik Sigortası Fonu’nun genel değerlendirmesi yapılacak olursa; çok açıkça işsizlik ödeneğinin işçiye koklatılmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Zira yaklaşık 80 milyar lira toplanan fonun işten ayrılıp da iş aramak için geçen işsizlik zamanında, o zor günlerde 10’da biri yani sekiz milyarlık kısmı işçiye ödenek olarak verilmiş.

Peki, fondaki paranın geri kalan kısmı nerede kullanılıyor. Mevcut veriler çerçevesinde fon varlığı bono, tahvil, döviz cinsi tahvil, mevduat, repo, döviz tevdiat hesabı gibi sepet içi değişkenlerde değerlendiriliyor. Kısacası fondaki işçiden kesilen primlerle oluşturulan birikim devletin kaynaklarını fonluyor. Hazine kredili destekli işadamlarının sübvanse edilmesi bir yana, hattâ eminim gazetemizin “İşsizlik Fonu Ak-Saray’a gitti” haberini hatırlarsınız, işsizlik ödeneği fonu 1150 odalı Ak-Saray’ın yapımında dahi finans kaynağı olarak kullanılmış. Bu durum, fonun kullanım politikası ama işsizlik ödeneğinin işçiye cimri olmasında işsizlik ödeneğinden faydalanılmasındaki zorluklar da etkin.

 

İŞSİZLİK ÖDENEĞİNDEKİ ZORLUKLAR…

İşsizlik ödeneğinden işçinin faydalanabilmesi için aşağıdaki şartları sağlaması gerekir. Buna göre;

i- 4447 sayılı Kanun’da belirtilen şartlarda işten ayrılmış olması gerekir. Öncelikle işçinin işveren tarafından işten çıkarılmış olması gerekir. Ayrıca işçinin haklı nedenle iş akdini feshetmesi, işverenin ahlak kuralları hariç işçinin iş akdini feshetmesi, belirli sürenin sona ermesi, işyerinin kapanması gibi sebeplerde işçinin işten ayrılması gerekir.

ii- İş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olması gerekir. Buna göre işçi son 120 gün içinde bir günlük devamsızlık yapsa bile işsizlik ödeneğinden yararlanamaz.

iii- İş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde; 600 gün sigortalı olarak çalışan işsizlere 180 gün, 900 gün sigortalı olarak çalışan işsizlere 240 gün, 1080 gün sigortalı olarak çalışan işsizlere 300 gün ödeme yapılır.

Sözkonusu şartları sağlayarak ayrılan işçiye verilen işsizlik ödeneği, son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkı olmaktadır. Ancak işsizlik ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin (1.134 TL) brüt tutarının yüzde seksenini (907,20 TL’yi) geçemez.

 

ŞARTLARIN KOLAYLAŞTIRILMASI GEREKİR…

İşsizlik ödeneğinin aktif ve işçi adına verimli kullanılabilmesi için şartların kolaylaştırılması gerekir. Bunun için;

a- İstifa eden işçinin de diğer şartlarla işten ayrılan işçilerden daha az olmak üzere işsizlik ödeneğinden yararlanması gerekir. Bu durumda işçinin işle ve işyeri ile ilgili haklı neden kapsamında sayılmayacak nedenlerden dolayı ayrılabileceğinin gözönünde tutulması gerekir.

b- İş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödemesi şartının tamamen kaldırılması gerekir.

c- İş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son üç yıl içindeki belirlenen kademe günleri (600- 900- 1080 gün) haricinde ne kadar günü olursa olsun ödenekten orantılı olarak yararlanması gerekir. Yani 300 günü de olan yararlanmalıdır.

d- İşsizlik süreci ve iş bulma zorluğu gözönünde tutularak 180 gün, 240 gün ve 300 gün olan yararlanma süresi daha artırılmalıdır.

e- İşsizliğin sıkıntısı gözönünde tutularak işsizlik ödeneği rakamının (yüzde 40 şart) artırılması gerekir. Bunun haricinde ise asgari ücretin yüzde 80 üst sınırının kaldırılması gerekir. Diğer bir ifade ile gerek asgari ücret (1.134TL) gerekse asgari ücretin 6,5 katına (7.371,00TL) kadar ücret alan kişi için ödenek sınırlamasının 453,60TL’den 907,20TL olarak sınırlandırılması yoksulluk sınırının 2.500TL olarak kabul edildiği ülkemizde makul değildir.

f- Yıllardır işsizlik ödeneğine prim ödediği hâlde işsiz kalmadan emekli olan işçi için işsizlik ödeneği tamamen lüzumsuz. Bu tip işçiler için de işsizlik ödeneğinin işçinin emekli olmasında işçiyi desteklemesi gerekir.

İşsizlik ödeneğinin ödeneğin sahibi işçiye kullandırılması ve işsizlik dönemlerinde işçilerin makul ekonomik standartta hayatını sürdürebilmesi için belirttiğim düzenlemenin yapılması gerekir. Diğer bir ifade ile iktidarın “makul şüphe” gibi saçma sapan şeyler yerine “makul geçim” olan hayat standartları ile ilgili politikalar geliştirmesi gerekir.

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Hakkında Nusret Ezer

Nusret Ezer