
Neye bakıyor acaba
Gençlik ve Spor Bakanı TRT Spor Dijital Dergisi’ndeki söyleşisinde sorulara aşağıdaki yanıtları vermiş.
Fenerbahçe futbol kafilesini taşıyan otobüse yapılan silahlı saldırı için yanıtı şöyle:
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Devletin önemli kademelerindeki isimler konuyla yakından ilgilenmiş. TFF ve Kulüpler Birliği Vakfı başkanıyla biraraya gelmiş. Cumhurbaşkanı, TFF Başkanı, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Türkiye Futbol Direktörü ve Süper Lig kulüpleri takım kaptanlarıyla toplantı yapmış. Bu olay sonrasında elbette ek tedbirler alınacakmış.
Şiddeti de aşan katliam düzeyindeki bu vahim saldırıdan bu yana bir ayı aşkın süre geçti, ne tür tedbirler alındığını, saldırıyı gerçekleştiren kişilerin bulunmasıyla ilgili soruşturmada ne aşamaya gelindiğini duyan gören birileri var mı acaba?
Passolig uygulamasıyla ilgili soruya da bu uygulamanın şiddetin önüne geçmede büyük bir adım olduğu yanıtını vermiş.
Bakan bu yanıtla, Fenerbahçe futbol takım kafilesine yapılan katliam girişiminin Mars’ta gerçekleştiğini filan düşünmemizi istiyor sanırız.
Futbolda finansal fairplay konusunda Kulüpler Birliği Vakfı ile TFF’nin çalışma yaptıklarını söylemiş. Yahu bu ne bitmez çalışmaymış böyle.
Kulüpler Yasası taslağında iyi noktaya gelmişler, şu anda ittifak sağlanamamış olan noktalar üzerinde çalışılıyormuş. Bunu artık yasalaştırmak gerekiyormuş.
12 yıldır iktidarda olan bir parti en acil ihtiyaçlardan biri olan spor kulüpleri kanununu bir türlü çıkaramadı ya da çıkarmak istemedi.
2011-2015 yasama dönemi de boşa geçirildi. Bu dönemde görev yapan iki Gençlik ve Spor bakanı da sürekli spor kulüpleri kanunu taslak çalışmalarının sürdüğünü ve en kısa zamanda çıkarılacağını söyleyip durdu ama sonuçta çıkan bir şey olmadı.
Sonuç olarak Bakan, spor kulüpleri kanununu çıkarmaya gücünün yetmediğini itiraf etmiş.
Futbolda milli takım düzeyindeki başarısızlığa ilişkin soruya da şöyle yanıt vermiş:
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in uzun vadeli, kalıcı çözümler bulma ve bir sistem oluşturma noktasında çalışmalar gerçekleştirdiğini söylemiş.
Sporumuzun ve futbolumuzun temel ve yapısal sorunlarını Fatih Terim sihirli değneğiyle çözecekmiş. İnanalım bari.
Türkiye genelinde 198 gençlik merkezi varmış, bu merkezlerde bir milyona yakın üye spor faaliyetlerinden faydalanıyormuş.
Geçtiğimiz günlerde gazetemizde ve bazı yayın organlarında 500 AKP’li gencin sözleşmeli olarak bu merkezlerde göreve atandıkları, partiden gönderilen listenin Bakanlığın sitesinde yayınlandığı haberini anımsayınca bu merkezlerdeki önceliğin ne olduğu belli oluyor.
Ülke genelinde 19 şehirdeki Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezlerinde geleceğin Olimpiyat şampiyonları yetiştiriliyormuş. Sağlıklı bir spor politikası ve altyapısı olmadan Olimpiyat merkezleri kurup buralardan şampiyon yetiştirmek ne kolaymış. Dünya bizi örnek alır artık.
Bakan gençlere ve çocuklara spor yapma imkânı sağlamak için gece gündüz çalıştıklarını da söyleyerek ülke genelinde 36 atletizm pisti, 88 havuz, 325 stat, 715 salon, 146 futbol sahası ve 469 diğer spor tesisleri bulunduğunu belirtmiş.
Bakana ülkemizin hâlâ sporda akılcı, sağlıklı, yaygın ve etkin bir spor politikasının bulunmadığını, ülkemizde sporcu kaynağı ilköğretim okullarında beden eğitimi ders saatinin haftada 48 saat olduğunu, bu oranın Fransa’da haftada 108, İngiltere’de 76, Almanya’da 78 saat olduğunu, ilk ve ortaöğretim okullarının yüzde 70’inde spor salonu bulunmadığını, büyük kentlerde kitlelerin spor yapmalarına uygun tesis yetersizliğini, olan tesislere de ulaşım imkânlarının çok zor olduğunu anımsatalım.
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: