
Ölenleri an, kalanlar için mücadele et!
Dünyada her 15 saniyede bir işçi işini yaparken hayatını kaybediyor.
Türkiye’de her yıl en az dört tane Soma faciası meydana geliyor.
2014’te en az 1886 işçi çalışırken hayatını kaybetti.
Türkiye iş cinayetlerinde dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci.
Ekonomik büyüme ve kalkınma uğruna son yıllarda geçmişte örneği görülmemiş şekilde doğal, kültürel, tarihî varlıkların tahribatına, eşitsizliğe, adaletsizliğe ve iş cinayetlerine tanıklık ediyoruz. Güvencesiz üretim modelinin yarattığı taşeronlaşma ve emek sömürüsü salgın hastalık gibi her alana yayılmış durumda.
Bu büyüme ve kalkınma modeli, ne emekçi kesimi refaha ulaştırdı, ne de gelirin toplumun tüm kesimlerinde eşit oranda paylaşılmasını sağladı. Emekçi kesim, açlıkla ölüm arasında tercihe zorlanıyor. İşçilerin sosyal haklarının büyük bölümü, sendikalaşma iktidar ve işverenlerce el birliğiyle yok edildi. Şirketlerin kârlılığına ve ranta odaklı üretim beraberinde ekolojik krizleri, kayıt dışı istihdamı, taşeronlaşmayı körükledi, iş cinayetlerinde patlama yaşandı.
İş cinayetleri ve meslek hastalıkları sonucu yaşamını yitiren binlerce kişiye karşılık, bu cinayetlerden sorumlu işverenler yargı zırhıyla koruma altına alınıyor, kamu görevlilerine dokunulmuyor. Soma davasının bir numaralı sanığı Can Gürkan, vicdansızca Soma felaketinden en çok kendisinin ve holdinginin mağdur olduğunu söyleyebiliyor. 10 kişiye mezar olan asansör faciasının ardından verilen takipsizlik kararıyla Torunlar İnşaat’ın sahipleri elini kolunu sallayarak gezebiliyor.
Tuzla’da tersane işçileri, Çağlayan’da kot kumlama işçileri, Davutpaşa ve Ostim’de kimya işçileri, Soma, Kozlu, Karadon ve Ermenek’te maden işçileri, Esenyurt ve Torunlar’da inşaat işçileri, Isparta ve Düzce’de mevsimlik tarım işçileri… Saymakla bitmeyen niceleri…
Kuralsızlık, denetimsizlik ve güvencesizlikle, taşeronlaşmanın artmasıyla işverene ve kamu görevlilerine kalkan olan yasalarla, AKP’nin Yeni Türkiye’sinde çok daha fazla iş cinayeti yaşanacağını görmek zor değil. AKP’nin 2002-2014 arası 12 yıllık iktidarında en az 14 bin 455 işçi hayatını kaybetti. Martta en az 138, 2015’in ilk üç ayında en az 351 kişi öldü. 7 Haziran seçimlerine giderken bu rakamlar aklınızın bir köşesinde bulunsun.
İş cinayetleri, tarım, inşaat, taşımacılık ve metal iş kollarında yoğunlaşıyor. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin konuyla ilgili açıklamasının şu bölümü önemli: “İnşaat sektörünün yıkımı; emeği, kenti ve doğayı kapsayan bir boyuttadır. Bir yandan işçiler kentsel dönüşüm, 3. köprü, AVM’ler, rezidanslar, baraj yapımı gibi devasa projelerde can verirken; bu projeler kentsel dokuyu ve doğayı da geri dönülemez bir biçimde tahrip etmektedir. Yani inşaat patronları ve hamileri AKP Hükümeti emeğe, kente ve doğaya karşı suç işlemektedir. Bizler ise emek, kent ve doğa direnişlerini büyütmeli ve ortaklaştırmalıyız…”
Yedi yıldır davalarını takip ederek, 40 nöbettir her ayın ilk pazarı Galatasaray Meydanı’nda nöbet tutarak, adalet mücadelelerini sürdüren Adalet Arayan İşçi Aileleri, 28 Nisan’ın dünyada olduğu gibi Türkiye’de de İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilmesini istiyor.
28 Nisan, ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) tarafından 2001’de “Dünya Çalışma Güvenliği ve Sağlığı Günü” ilan edildi. Dünyada 30’dan fazla ülkede resmî olarak “Anma ve Yas Günü” olarak anılıyor.
Adalet Arayan İşçi Aileleri ve destekçileri, 28 Nisan’da saat 19:00’da Taksim tramvay durağında buluşup, 28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilsin talebiyle İstiklal Caddesi’nde yürüyecek.
Destek olmak isteyenler www.iscinayetleriniunutma.org sitesini ziyaret ederek imza kampanyasına katılabilir.
Birileri pırıltılı saraylarda saltanat sürecek, zenginliğine zenginlik katacak, memleketin her köşesini etrafındaki yandaşlara peşkeş çekecek diye bu zulme göz yumulmasın.
28 Nisan İş Cinayetlerini Anma ve Yas Günü İlan Edilsin.
Ölenleri an, kalanlar için mücadele et!
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: