
Sitcom ve uyarlama problemi
Bu sezonun Türkiye dizi tarihine, komedi /romantik komedi türündeki dizilerin arz-ı endam ettikleri bir dönem olarak geçeceği kesinleşti. Bu hafta TV8’de yayınlanmaya başlayan sitcom türündeki “Bana Baba Dedi” adlı dizi de bu furyanın hız kesmeden devam ettiğinin göstergesi.
ABD’de 4. Sezonu yayınlanan popüler sitcom “Baby Daddy”nin uyarlaması olan dizinin konusu şöyle: Kaan, bir kafede garsonluk yapıp şarkı söyleyerek geçimini sağlayan başından hızlı başlayıp kısa süren bir evlilik geçen bir gençtir. En yakın arkadaşı Cüneyt, babasını Kaan’a alt katlarındaki daireyi kiralamasına ikna eden ve ailesine rüştünü ispatlama problemiyle uğraşan biridir. Bora ise, oyuncu olma hayaliyle yaşayan ama bunu gerçekleştiremeyeceğini bir türlü kabul etmeyen Kaan’ın abisidir. Oyunculuk hayalleri istediği gibi gitmeyen Bora, eve dönmek istemediği için Kaan’ın yanına taşınır. Henüz bunun şokunu atlatamayan Kaan, kapısının önünde bir bebek bulur.Bebeğin üzerinde bir not vardır “bu onların çocuğudur”. Kaan bebekten vazgeçmeme kararı alırken bu durum hayatlarına ortaokuldan beri Kaan’dan hoşlanan “Duba Didem” in de girmesini sağlar. Böylece Kaan’ın, ailesinin ve arkadaşlarının yardımıyla bebeğini büyütme macerası başlamış olur.
Diziyi kolayca uzatma mantığı ile yazılan ve artık klasikleşen birden fazla ana karaktere ve onlara has hikayelere burada da rastlıyoruz. Orijinalinde beş karakter ve onların hayatlarına kısa süreli misafir olan kişiler anlatılıyorken bizde 4 karakter, onların aileleri, komşular, işyerleri, apartman görevlisi ve eşi, esnaflar ve bunların birbirinden farklı hikâyeleriyle birlikte format sitcom’dan başka bir şeye dönüşme yolunda emin adımlarla ilerliyor. Kelimeler üzerinden espri yapmak skeçlerde tercih edilse de dizi formatında çok işe yaradığı söylenemez. Bu durum oyuncuların daha önceden yer aldığı “Çok Güzel Hareketler Bunlar” gibi projelere referans verip seyircilerin onları benimsedikleri hallerini akıllara getirse de aynı zamanda onların dizideki karakterlerle bütünleşmesini engelliyor. Seyirciyle bağ kuramayan yeni karakterler dizinin ömrünü de kısaltacaktır!
İlk bölümden akıllarda kalan ve özgün diyebileceğimiz tek şey Kaan’ın patronun isteği üzerine kafede tavuk satışının arttırmak için “Hacı Ağa” parçasının sözlerini değiştirerek yeniden yorumladığı sahneydi.
Konusu itibariyle de kültürümüze ve olay karşısında vereceğimiz tepkilere pek uymayan bir uyarlama “Bana Baba Dedi”. Bu nedenle senaryo üzerinde daha çok çalışılması ve dışardan ithal edildiğini belli eden havasından bir an önce kurtulunması gerekiyor. Bunu yapmak kolay olmasa da imkânsız da sayılmaz! Dünyada sitcom’un, gizem ve macera temalı dev bütçeli dizilere yenildiği şu günlerde ülkemizde de pek parlak günler geçirmeyen bu türün son örneği olan dizinin ne kadar yayında kalacağı yapmayı tercih edip etmeyecekleri değişiklilere bağlı görünüyor.