Çarşamba , 27 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Siyah- beyaz film gibi
Siyah- beyaz film gibi

Siyah- beyaz film gibi

Başlık büyük usta Kayahan’ın tribünlerin çok sevdiği ve söylediği bir şarkısından alıntı, toplumsal tarihimizde iz bırakanlara tek tek veda ediyoruz ve her defasında biraz daha eksiliyoruz.

Türkiye, 1980 sonrası çok büyük dönüşümler yaşayan ve deyim yerindeyse kabına sığmayan bir ülke konumunda olmayı sürdürüyor. Aksiyonu bol, gündemi her an değişikliğe uğrayan bir ülkede yaşamak kolay değil. Geçen yılların ardından önemli kazanımlar elde etmemize rağmen ne yazık ki birbirimize karşı olan hissiyatımızda önemli kayıplar yaşadık. Geçen hafta başka bir vesileyle dile getirdiğim ölçü duygumuzu, vefayı, birarada olabilme hasletlerimizi yitirdik. Televizyonlarımız renklendi ancak sürekli olarak siyah- beyaz ekranlara olan hasretimiz çoğaldı. Geçmişi daha fazla özlemeye, daha fazla aramaya başladık. Bunda hiç kuşkusuz özellikle siyasal alanda yaşanan kutuplaşmanın ve oradan tüm ülkeye yayılan dilin büyük etkisi oldu. Her şeyin altında komplo arama mantığının depreştiği ülkede, insanların yaşananlara karşı sürekli olarak mizah üzerinden yanıt vermesi, sosyal medya da yazdıklarıyla ya da yer verdiği görüntülerle tepki koyması alışıldık hâle geldi. Yaşanan hiçbir sorunun nedeni ve çözümü konusunda anlaşamayan bir ülkeden söz ediyoruz. Birilerinin söyledikleri sürekli olarak bir başka grup tarafından farklı bir biçimde anlaşılıyor ve toplumsal anlamda kutuplaşma gün geçtikçe daha fazla hissediliyor. Hiç kimsenin sorumlu olmadığı, sorumsuz sorumlular ülkesinin insanları da yaşananların her defasında bize özgü olduğunu söylemek suretiyle ‘normalleştiriyorlar’.

Gündelik hayatta hayatı yaşanmaz hâle getiren ya da aşırı stres yükleyen şeylerden bir tanesi kuralların belirsizliği ya da değişkenliğidir. Kuralların belirsizliği değerleri de belirsizleştiriyor. O, zaman en sıradan davranış bile karmaşıklaşıyor. Sade vatandaş adeta paranoyak bir hâle dönüşüyor. Değişken kurallara boyun eğme mecburiyeti stresi patlama noktasına taşıyabiliyor ve kişiyi herhangi bir kurala karşı duyarsız hâle getirebiliyor. Böylesi dönemlerde gerçek kurallara karşı bile bir itiraz hâli oluşuyor. Kurallar güç sahibi olmadan da hak sahibi olmak içindir ve bu yüzden de tüm toplumlar için adalet olmazsa olmaz kavramlardan bir tanesidir. Herkesin aynı kurallara tabi olduğu ve dili, dini, etnik kökeni ya da sınıfsal pozisyonu nedeniyle farklı bir muameleye maruz kalmadığı ülkeler, yaşanabilir standartların var olduğu yerlerdir. İnsan canının pamuk ipliğine bağlı olduğu, ölümlerin kutsandığı ülkelerde hayatın bir kıymeti harbiyesi yoktur. Yaşamanın ve yaşatmanın önemi yerini büyük büyük cümlelerle yüceltilen değerlere bırakır. En çırılçıplak gerçek olan ölüm bile siyaset sahnesince kullanılır oysaki daha yaşayacağı, göreceği, güleceği, ağlayacağı kısacası hayata dair yaşayacağı çok şey olan kişi artık yoktur ve bir daha olmayacaktır.

Ülke sporunun/ futbolunun önde gelen isimleri lütfen artık birbirinizle olan dertlerinizi kamuoyu önünde yarıştırmaktan vazgeçin. Zaten yeterince acının böldüğü hayatlarımızı biraz daha fazla egolarınızla kirletmeyin! Siyah-  beyaz günlerde de sorunlarımız, kavgalarımız vardı ancak hiç değilse biraz daha fazla yan yana durabiliyorduk. Hiç değilse bunu futbol sahaları özelinde yaşayabilmemiz için biraz çaba gösterin. Bir çırpıda onlarca şarkısını sayabildiğimiz büyük usta Kayahan; nurlar içinde yat, mekânın cennet olsun.

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Ahmet Talimciler

Ahmet Talimciler