Çarşamba , 21 Ocak 2015
Anasayfa » Yazarlar » Suçlamalar
Suçlamalar

Suçlamalar

Pandora’nın kutusundan neler çıkabileceğini, Yukarı’sı bile bilebilir mi emin değilim.

Ama memleket kutu- mutu, bohça bile değil, kocaman bir suçlama fıçısı oldu. Hattâ, önümüzü öngörerek, bunlar için Saray’a bir sarnıç veya baraj inşa etmek uygun olabilir mi?

 

ADALET DURUMUMUZ VE HRANT

İktidar: Memleket hak- hukuk ve adalet ile yönetiliyor. Ben de son derece adil bir yöneticiyim. Her isteyen, şikâyet için mahkemede dava açabilir. Hattâ, ben Başkanlık sistemini oturttuktan sonra, gözü yerse, Anayasa Mahkemesi’ne, dilerse, becerebilirse AİHM’e bile başvurabilir. Gerektiği yerde gereken ödemeleri de yapıyoruz nasılsa.

Kamu: Hrant Dink’in öldürülmesinden bu yana dün tam sekiz yıl oldu. Sekiz yıldır suikast davası sonuçlanmadı. Tetikçinin yakalanmış olmasının önemi yok.

Bu cinayet siyasi bir suikasttır, yani tetikçilerin arkasındaki kişiler ve onların temsil ettikleri siyasi odaklar çevreler yargı yoluyla teşhis ve teşhir edilmedikçe.. bürokratlar da mahkemeye çekilmedikçe asli failler yargılanmış olmayacaktır. (Mesela: Yalçın Yusufoğlu)

 

BARIŞ YOLU

Kamu: Siyasetçiler Cizre’ye gidip nutuk attılar, sonra da halk dağılırken 12 yaşındaki Nihat Kazanhan kurşunlanarak öldürüldü.

…Diyelim ki, adli tıp raporu doğru ve bu çocuk av tüfeğiyle vurulmuş! Bu, polisin ateş ettiği gerçeğini değiştirir mi? Polis av tüfeğiyle ateş edemez mi? (Mesela: Eski DEP Mv. Avk. Mahmut Alınak, 17 Oc 2015)

İktidar: Polis tarafından atılan tek bir fişek bile yoktur. Biz PKK ile barış yapmaya çalışıyorken siz çocukları çanak- çömlek- taş- ekmek derken sokaklara salıyor, dükkânların bile kepenklerini kapattırıyorsunuz.

Kamu: Son bir yılda altısı çocuk, dokuz kişinin katledildiği Cizre’de devlet içerisine çöreklenmiş bir ekip var. Hükümet bunun kim olduğunu, ne olduğunu biliyor. Onları koruyor. Onları oradan alsalar, Cizre’de sorun bitecek.

 

DİN VE İNANÇ

İktidar: “Hz. Peygamber’in onuru tüm insanlığın onurudur. Ona yapılacak herhangi bir hakarete sessiz kalmayız.

Kamu: Dünyada ve memlekette inanç özgürlüğü var. Mevcut dinlere insanlar isterse inanır, beğenmezse inanmaz. Anayasa’nın 24. maddesi de “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir” buyuruyor.

Köşe yazarlarınız, milletvekilleriniz, çıkıp ‘Cemevi, cümbüş evidir’ dediler. Kaç tane Alevi, eline silah alıp, gidip bastı da insanları katletti? Siz başbakan olarak, insanları açıkça hedef göstererek, tahrikkâr üslupla yaklaşırsanız ülkede iç barışı sağlamak giderek zorlaşır.” (SD)

 

CHARLIE HEBDO, IŞİD, EL KAİDE

İktidar: “Bu karikatürleri çizenlere kim sahip çıktı? CHP. Geçmiş olsun. Şiddete karşı çıkarız ama hakarete göz yummayız.

Kamu: Bu ülkenin başbakanı, hükümet sözcüleri ve milletvekilleri günlerdir büyük bir tahrikle provokasyon çalışması faaliyeti yürütüyorlar. Başbakan’ın kendisi Paris’teki ‘Charlie Hebdo’ katliamını protesto iddiasıyla yürüyüşe katılıyor, dayanışma gösterdiğini iddia ediyor. Buraya döndüğünde, o dergi ile dayanışma gösteren Cumhuriyet gazetesini ve onun şahsında okurlarını linç edecek, hedef gösterecek bir çalışma yürütüyor.

İktidar: “Bizim dinimizde terörün yeri yok. Ve kimsenin de bizim dinimizi istismar etmek suretiyle yapmış oldukları terör eylemlerini kalkıp Müslümanlara fatura etme hakkı yok. Bunlar açıkça ‘bize saldırın’ demek istiyorlar.”

Kamu: “Başbakan aslında birilerine üstü kapalı mesaj vermeye çalışıyor. Bu hükümet adına utanç vericidir.

 

ÖZGÜRLÜKLER

İktidar: “Dünyanın en özgür basını Türkiye’de.

Kamu: Dünyanın en büyük 16 ekonomisi arasına girmekle övünen Türkiye, gazetecilerini hapse atan ülkeler sıralamasında Eritre ve Suriye’nin gerisinde kaldı.

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye’de hapiste bulunan gazeteci sayısının 49’dan 40’a düştüğünü belirtti. Ama davaları sürüyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ise basın özgürlüğü sıralamasında 2002 yılında 99. olan Türkiye’nin, bugün 179 ülke arasında 154. sırada yer aldığını belirtti.

Kamu: “Tabii bir ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı bu kadar özgür olunca, o özgürlük havasını daha aşağıdakiler de teneffüs etmek istemezler mi? Özgürlük, devletin, idarenin her katmanına dalga dalga yayılıyor.” (O.K. Cengiz, bugun.com.tr)

 

YOLSUZLUK

İktidar: “Yolsuzluk yapanın kolunu koparacağım… Kayırmacılık yapanı affetmeyeceğim.

Kamu: 1150 odalı koca bir Aksaray. Oğlu beyin hibe olarak aldığı arsalar.

–700 bin liralık bir saat, ortalıkta geziniyor.

–Dolar kutuları orada, para sayan makineler burada.

 

DIŞ İŞLER

İktidar: “Bu paralel çeteyle nasıl işbirliği yaptığını Kılıçdaroğlu çıksın açıklasın. Yurtdışındaki biriyle hangi kirli işlere girdiniz? Hangi pazarlıkları yaptınız?”

Kamu: Hollanda Hıristiyan Demokrat Partisi, Türkiye’nin, MİT aracılığı ile Suriye’deki El Kaide militanlarına silah gönderdiği yolundaki iddialara dair belgeleri Hollanda Hükümeti’ne verdi.

Belgelerde “silah ve mühimmat yüklü TIR’ların MİT’e ait ve Başbakan’ın (o dönem RTE) talimatıyla Suriye’ye gönderildiği” yazıyormuş.

*

Karşıya karşı ve karşının yandaşı ve yandaşının karşıtı yeni suçlamalarda buluşmak üzere hayırlı günler!

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Hakkında Semra Somersan

Semra Somersan
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünü bitirdikten sonra Fulbright bursu ile gittiği ABD’de Sosyal Psikoloji’den yüksek lisans, Antropoloji’den doktora aldı. Türkiye’de Nokta Dergisi ve Cumhuriyet Gazetesi’nde araştırmacı gazetecilik çalışmalarından birkaç ulusal ödül aldı. Daha sonra İstanbul Bilgi Universitesi’nde akademik kariyere devam etti. Halen serbest gazetecilik yapıyor ve araştırmacı olarak çalışıyor.