Haftaya büyük takımların maçları özelinden bakmak isteyebilirsiniz. Hattâ sezona veya futbola bu açıdan bakabilirsiniz. Ama futbolun hayata tezahürüyle ilgilenenler için kısa bir hikâye vardı bu hafta. Ekonomik olarak ferah olduğunu iddia eden, yıllardır bulunduğu Süper Lig’de altyapıdan yetiştirdiği ve sattığı oyuncularla övünen ve kimsenin anlaşılmaz şekilde bahsetmediği Gençlerbirliği. Başkent ekibi bu hafta konuk ettiği Çaykur Rizespor önünde mağlup olurken sahada yaşananlar futbol dışı gündemin tiyatrosu gibiydi. Kavga? Var. Kalite? Yok. Adil yönetim? Yok. Seyirci veya seveni? Yok. Kaos? Çok. Hakemler kötü, oyuncular kalitesiz, vesaire vesaire. Oturup sayfalarca yazılacak yanlışları sıralamayacağım. Benim dikkatimi çeken en iyisi ve ideali olduğunu iddia ettiğimiz Gençlerbirliği’nin bile sahaya çıkarken futbol dışında her şeyi dert edinmesi. Başkanı oyuncuların dövmeleriyle ve parayla meşgulken futbolcusu kavgayla tokatla ilgileniyor. Futbolumuzdaki en iyi örneğin Gençlerbirliği olduğu ligimiz ülkemizin de özeti. Sokak da bu, siyaset de bu, idare de bu.
FENERBAHÇE’NİN YENİ TRANSFERİ
Fenerbahçe Karabük deplasmanında en çok Diego’yu kazandı. Geçen hafta yaptığı iki asistle kendinden beklenenlere yanıt veren Brezilyalının ne kadar istikrarlı olacağı merak ediliyordu ki Karabük deplasmanı kömürün içinde elmas gibi parlamasını sağladı. Fenerbahçe sezon başında yaptığı transferi devre arasında gerçek anlamıyla takıma kazandırdı. Gol atmasa veya sadece bir asist çok abartılı görünse de Diego’nun topu her ayağına alışında sergilediği ustalık Fenerbahçe’ye şampiyonluk yolunda biraz daha ışık tutuyor.
Kendi evi olarak bu sezon tüm ülkeyi kendi sahası bilen Beşiktaş, bu kez Ankara’da ev sahipliğine soyundu. Sevenleri de tribünleri ihmalsiz doldurdu. Beşiktaş için söylenecek tek şey, Bilic’in öğrencileri yürekten oynuyor. Bu lig için biraz daha çirkef olmalılar. Böyle tavsiye mi olur demeyin. Eğer şampiyon olamazlarsa bunu ligde ya da başka şeyde değil bu saçma düzenin parçası olamayışlarında bulmalılar.
Haftanın maçında Galatasaray, Bursaspor’u konuk ederken 2-2’lik beraberlik şampiyonluk yolunda kazanç mı kayıp mı anlaşılamadı. Son 10 haftaya bakıldığında en başarılı futbolu oynayan Bursaspor henüz Fenerbahçe ve Beşiktaş’la oynamadı. Şenol Güneş’in öğrencileri ise karşılarına kim çıkarsa çıksın kök söktürmeye kararlı. Şampiyonluk iddiası olmayan Bursaspor’un bu futbolu belki de şampiyonu belirleyecek.
Trabzonspor, sekiz eksikle konuk ettiği Erciyesspor’u mağlup ederken büyük bir morali de cebine koydu. Kötü ve dağınık futbollarına rağmen kazanan bordo-mavililer en çok ihtiyaç duyduğu şey yolunda bir adım daha attı. Kazanan takım olmak Trabzonspor’un temel hedefi olmalı. Bu alışkanlıkla iyi futbol birleşince istikrar da oluşacak.
Başakşehir, belediye derbisinde konuk olduğu Kasımpaşa’yı hakemin inanılmaz kötü yönetimiyle mağlup etti. Bu, Abdullah Avcı’nın öğrencilerinin galibiyetini gölgelememeli ama hakemlerin bu kadar kötü tercihlerde bulunmasının da bir izahı olmalı.
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: