Taraf Gazetesi Düşünmek Taraf Olmaktır
Uzun zamandır beklenen yabancı kontenjanı kararı açıklandı. Paketten infial, öngörüsüzlük ve matematik sevdası çıktı. “14+14 olacak.” Ama 18’de 1 altyapı olacak. Birazı şöyle birazı böyle olacak.
Hâlbuki çözüm çok basitti. Neydi yabancı sınırındaki çekinceler;
Milli takım etkilenir mi? Türk oyuncunun kıymeti azalır veya kalitesiz Afrikalı futbolcular akın eder mi? Eğer en kritik kararı, altyapı kontenjanını kulüplerin gönlü olsun diye alırsan burası yabancı çöplüğü olur.
Altyapıdan gelen futbolcu zorunluluğu ilk 18’de değil 11’de olacaktı. Yanisi takımlar altyapıdan göstermelik, kulübede sergilemelik genç çocukları değil, şans vermek zorunda olduğu için özen gösterdiği genç yetenekleri kadroya alacaktı. 18’de 2 futbolcu sadece 2. Biri sahada biri yedeğinde. Zor muydu bunu yapmak. Kulüplere “başkanlık” yapmak? Yabancı sınırı olabilecek en saçma ve alakasız şekille, para ve borç endeksiyle ele alındı. Açık konuşuyorum, bu anlayışla ne milli takımdan köy ne ligden kasaba olur. Futbolu yönetenler ve parçaları mutlak hedef gördükleri ve uğrunda her şeyi mubah saydıkları “başarı”larıyla birlikte istifa etsinler. Yerini, futbolun da bir spor olduğu ve en çok gençlerin bunu hak ettiğini bilen kişilere bıraksın.
HERKESİN BİRBİRİNİ ŞİKEYLE SUÇLADIĞI LİG
Hem sokakta hem sosyal medyada herkes futbola böyle bakıyor. “O takım buna maçı sattı”, “Hakemler sizi kolladı”, “O hakem zaten şu takımlı”. Sahada kalite adına tek bir şey bulamayan izleyici gelen başarıyı da kalıba oturtamıyor; hâliyle başka nedenlere bağlıyor. Zeminsiz, taktiksiz, seyircisiz Süper Lig’imizin ilk yarısını Fenerbahçe lider bitirirken, kimsenin damağında tat kalmadı. Devreye derbiyle girdik. Kimse derbiyi konuşmadı. Beşiktaş- Galatasaray maçında o kadar vasat bir oyun oynandı ki insanlar sahadaki oyunu değil hakemi konuşmak zorunda kaldı. İkinci yarı umut vadetmiyor. Futbolun dışındaki kaos sahada tezahür ederken bize Avrupa liglerine bakıp iç çekmek kalıyor.
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:
